YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3770
KARAR NO : 2014/9261
KARAR TARİHİ : 15.05.2014
MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/10/2013
NUMARASI : 2012/103-2013/189
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin 09.11.2006 tarihinde davalıdan iş makinesi satın aldığını, iş makinesinin teslim alındıktan bir süre sonra arızalandığını ve bunun üzerine davalı hakkında dava açtığını, davalarının haklı bulunduğunu,Yargıtay kararının taraflarına tebliğ edilerek kesinleştiğini, davalı tarafından müvekkiline verilen zararın mahkeme kararı ile sabit olduğunu, müvekkilinin iş makinesini 09.11.2006 tarihinde teslim aldığını ve 24.09.2007 tarihinde davayı açtığını, dava süresince iş makinesinin kullanılan süresinin 10 ay 15 gün olduğunu ve bu süre içinde eksik kullanımdan doğan zararın 15.000,00 TL, aylık 1.428,57 TL olduğunu, müvekkilinin dava sonuçlanınca 17.05.2010 tarihinde dava konusu iş makinesini davalıya teslim ettiğini, makinenin dava açıldıktan sonra 2 yıl 7 ay 23 gün daha müvekkilinde kaldığını ve bu durumda müvekkilinin 45.380,90 TL iş makinesinin arızalarından dolayı eksik çalışma dolayısıyla hak kaybının doğduğunu belirterek, bu miktarın 17.05.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket hakkında ikame edilen davada Gaziantep ya da Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olmasına rağmen davanın yersiz İzmir’de açılmasından dolayı yetki itirazında bulunduklarını, davanın ayıptan doğan tazminat davası olduğunu ve davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğinden zamanaşımı itirazında bulunduklarını, tacirler arasındaki zamanaşımı süresinin 6 ay olduğunu, husumet yönünden itirazlarının olduğunu, davacı ile davalı arasında hukuki bir ilişki bulunmadığını, davacının fınansal kiralama yoluyla kiraladığı makineden doğan zararını müvekkilinden değil Yapı Kredi Finansal Kiralama Şirketinden talep etmesi gerektiğini, davacının satın almış olduğu iş makinesinin ayıplı olduğu ve yenisi ile değiştirilmesi ya da bedelin iadesi ve mahrum kalınan 15.000,00 TL’nin ödenmesini talep ettiğini, bu defa da dava tarihi ile makinenin teslim tarihi arasındaki eksik kullanımdan doğan alacağın tahsili için dava açıldığını, davacının dava açma hakkının olmadığını, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığını, ilk davanın sonuçlanmasından sonra zararının kalmadığını, davacının müvekkili şirkete makineyi bedelsiz olarak kullandığı 3.5 yıllık dönem için bedel ödemek yerine yeni bir dava açarak talepte bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının talep ettiği bu zararı ispat etmek zorunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre makina mühendisi M. H. K.’ın 01/02/2013 tarihli raporunun karar vermeye yeterli görüldüğü gerekçesiyle, davanın kabulüne, 45.380,907 TL alacak üzerinden 17/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından, davalı aleyhine daha önce açılıp sonuçlanan İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/655 esas sayılı dava dosyasında satılan iş makinesinin ayıplı olduğu ve defalarca serviste kaldığı, bu nedenle kullanılamadığı süreler yönünden kazanç kaybı oluştuğu iddiası ile ayıplı makinenin yenisi ile değiştirilmesi ve eksik çalışılan süre yönünden kazanç kaybı zararı olarak 15.000,00 TL tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece davanın kabulü ile ayıplı makinenin yenisi ile değiştirilmesine ve 15.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ve o karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Somut olayda, önceki dava tarihi ile iş makinesinin iadeten teslim edildiği tarih olan 17.05.2010 tarihi arasındaki dönemde arızalar sebebi ile eksik çalışmadan kaynaklanan zararın tazmini talebinde bulunulmuş ve yapılan yargılama sonucunda hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda önceki davadaki hesaplama tarzı benimsenip oranlama yapılmak sureti ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Önceki dava tarihi ile kesinleşen kararın ilamlı icra takibine konulduğu 14.04.2009 tarihi arasında ayıplı makinenin ilk davada olduğu gibi arızalar sebebi ile sık sık serviste kalmasından dolayı çalışamaması nedeni ile oluşan zararın tazmini istenebilir ise de, bunun için o dönemde önceki davada olduğu gibi makinenin arızalandığının ve bundan dolayı serviste kaldığının davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan, önceki davadaki hesaplamaya göre orantı kurulmak sureti ile eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.