Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/3748 E. 2014/9183 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3748
KARAR NO : 2014/9183
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2011/699-2013/268

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açıldıktan sonra alacağını davalıdan tahsil etmesi nedeniyle, dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının işlenmiş faiz talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davacının davalıya ilaç ve tıbbi malzemeler sattığını, ancak bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, çekilen ihtarla davalının temerrüde düşürüldüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.-TL. asıl alacak 2.000.-TL. işlemiş faiz talebinde bulunmuş, bilahare davasını ıslah ederek 527.483.-TL. asıl alacak, 26.576.-TL. faizin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihale sözleşmesinin 13.2.maddesine göre ödemelerin 270 gün içinde yapılacağının yazılı olduğunu, faiz talebinde bulunulamayacağına dair sözleşmede hüküm olduğunu, sözleşme hükümleri gözetilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, asıl alacağın davanın açılmasından sonra ödenmesi nedeniyle asıl alacak yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, mal alım ihaleleri tip sözleşmesinin 13.2 maddesine göre ödemelerin geç yapılmasından dolayı yüklenicinin faiz talep edemeyeceği öngörüldüğünden işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek özetle “ Dava 2007 yılında satılan malların bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda bir kısmı imzasız olmak üzere taraflar arasında 9 adet “mal alım ihalelerine ait tip sözleşme” bulunmaktadır. 28.12.2006 ve 18.1.2007 tarihli ihale sözleşmelerinin ödeme koşulları ve zamanına ilişkin 13.2 maddesine göre ödemelerin mal tesliminden itibaren en geç 270 gün içerisinde yapılacağı ve bu sürenin 31.12.2007 tarihini aşmayacağı belirtilmiştir. Bu sözleşme kapsamında teslim edilen malların bedelinin ödeme tarihleri belli olduğundan, öngörülen sürede ödenmemesi halinde davacının bu malların bedelinin tahsili isteminin kabulünde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, diğer ihale sözleşmelerinde yer alan m.13.2’ye göre ise ödemelerin malzeme ve fatura tesliminden sonra Döner Sermaye Saymanlığının yapacağı plân dahilinde gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Bu durumda teslim edilen mal bedelinin ödenmesi davalının yapacağı ödeme planına bağımlı kılındığı için bu sözleşmelere göre satışı ve teslimi yapılan malların bedelinin tahsili istemi yerinde değildir. Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında faturaların ve ödemelerin hangi sözleşmelere göre yapıldığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde dava konusu malların satış ve tesliminin hangi sözleşme kapsamında gerçekleştirildiğinin araştırılıp, bir kısım sözleşmelerde farklı şekilde düzenlenen m.13.2 hükmü gözetilerek sonuca gidilmelidir. Bilirkişi incelemelerine rağmen bu hususun tespitinin mümkün olmaması hâlinde ise ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tayini suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır” denilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bozma sonrası alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; davacı şirketin fatura bedelleri karşılığı olan asıl alacağının davanın açılmasından sonra davalı Üniversite tarafından ödenmiş olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin asıl alacak istemi yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, 28.12.2006 tarihli ve 18.01.2007 tarihli sözleşmelere istinaden düzenlenen faturalar için, sözleşmedeki ödemelerin 31.12.2007 tarihini aşmayacağı hükmü gözetilerek hesaplanan 27.497,92 TL’den taleple bağlı kalınarak 26.576,97 TL işlemiş faizin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemiz bozma ilamına esas ilk kararda mahkemece davacının faiz istemine ilişkin talebi reddedilmiş olup davacının bu kararı temyiz etmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda bozma ilamının 1. bendinde açıkça davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olmakla davacının faiz isteminin reddine ilişkin hüküm artık kesinleşmiştir. Dairemiz bozma ilamı davalı vekilinin temyiz itirazlarına ilişkindir. Yerel Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmeden davalı aleyhine faize hükmedilmiştir. Dairemiz bozma ilamının yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde kesinleşen bir konuda işlemiş faiz alacağına karar verilmesi doğru olmadığı gibi bozma sebebi üzerinde durmadan karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.