YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3686
KARAR NO : 2014/6441
KARAR TARİHİ : 02.04.2014
MAHKEMESİ : Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2007/12-2013/168
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine davalı yanca çeke dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müvekkili şirketin yetkilisi Y. Ü. aracı içerisinde bulunan 41 adet boş çek yaprağının 05.10.2006 tarihinde çalındığını, dava ve takip konusu çekin bu şekilde ele geçirilerek doldurulup, sahte cirolar ile işlem görmüş gibi gösterildikten sonra davalı yanca icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin ne davalı ne de çekte cirosu bulunan şirketlerle hiç bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, çekte cirosu olan D.. İnşaat ve K.. İnşaat isimli şirketlerin hayali şirket olup kaşelerinin sahte olduğunu, davalının çekte meşru ve yetkili hamil olmadığını ileri sürerek çeke dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çekteki keşideci imzasının inkar edilmediğini, müvekkilinin çekteki ciro imzalarının lehdar yada cirantalara ait olup olmadığını araştırma yükümlülüğünün olmadığını, davacı keşidecinin de ciranta imzalarının sahteliğini ileri süremeyeceğini, müvekillinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda, dava konusu çek altındaki imzanın davacı firma yetkilisine ait olduğu sabit olup, bu hususta ihtilaf bulunmadığı, dava konusu çekin de içinde olduğu çeklerin 05.10.2006 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu davacının rızası hilafına elden çıktığı, dava konusu çekte lehtar ve ciranta olarak yer alan şirketlerin keşide tarihi itibariyle faaliyeti olmayan veya vergi kimlik numarası mevcut olmayan şirketlere ait olduğu, başka bir deyişle ciranta kaşe ve imzalarının sahte olduğunun anlaşıldığı, davalı hamilin çeki taşeron olarak çalıştığı dava dışı M..T.. adlı kişiden iş bedeli karşılığında beyaz ciro yolu ile aldığını ileri sürdüğü, halbuki davalının iş bedeli hak edişinin toplam 41.000,00 TL olmasına karşın dava konusu çek üzerinde yazılı meblağın bunun yaklaşık iki buçuk katı üzeri olduğu, ceza dosyası ve tüm dosya kapsamı itibari ile davalının çeki iktisabında ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne 15.12.2006 keşide tarihli 102.980,00 TL meblağlı çek nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, çekin davacıya geri verilmesine kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davaya dayanak oluşturan ve davacının keşideci sıfatıyla yer aldığı çekin de dahil olduğu çeklerle ilgili olarak yürütülen ceza soruşturmasında Büyükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/1478 E. 2013/788 K. sayılı dosyası ile dava dışı S.. Y.. aleyhine hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı, yapılan ceza yargılaması sonunda dava dışı sanığın suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve henüz dönmediği dosya kapsamı ile sabittir.
Hal böyle olunca mahkemece, BK 53 “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretine haiz bulup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir….” maddesi (Türk Borçlar Kanunu m.74) kapsamında ceza davasında saptanacak maddi olaylar, hukuk hakimini bağlayacağından ve bu bağlamda belirtilen bu ceza davasında yapılan yargılama sonucunda verilecek karar, menfi tespit davasının neticesini etkileyeceğinden dava konusu çekle ilgili Büyükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/1478 E. 2013/788 K. sayılı ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.