Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/3577 E. 2014/7147 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3577
KARAR NO : 2014/7147
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, taraflar arasındaki 29.03.2006 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesinin, Rekabet Kurulu Kararı uyarınca 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, sözleşmenin eki niteliğindeki taahhütname ile davalının, istasyonda yılda 1.000 m3 beyaz ürün ve 4 ton madeni yağ satmayı taahhüt ettiğini, yine aynı taahhütname gereğince davalı bayinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda müvekkiline cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının bayilik sözleşmesinin yürürlükte olduğu 29.03.2006-18.09.2010 tarihleri arası eksik ürün aldığını, bu nedenlerle toplam 316,396,00 $ cezai şart borcu bulunduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 USD cezai şartın fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığını 18.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu … Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, esas yönünden de davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı olarak süresinden önce haksız olarak feshedilmemiş olduğu, sözleşmelerin geçersiz hale gelmesinde davalı yana yükletilecek bir kusurun bulunmadığı, sözleşmesinin başından itibaren her yıl davalı alım taahhüdünü yerine getirmemiş iken ihtirazı kayıt düşmeden mal teslim etmeye devam ederek sözleşme ilişkisini devam ettirdiği bu durumda davacının sözleşme sona erdikten sonra geçmiş yıllara yönelik olarak cezai şart talebinde bulunmasının MK’nun 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.