Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/3565 E. 2014/7145 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3565
KARAR NO : 2014/7145
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2007/254-2012/677

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının dava dışı E.. 96 Eğitim Hizmetleri Basın Yayın Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nde bir süre idare personel olarak çalıştığını, davacının oğlu dava dışı A.. A.. Ö.. sözkonusu şirketi temsile yetkili ortağı olup, diğer ortaklarından T.. K.. de davalının kayınbiraderi olduğunu, davalının kayınbiraderi olan dava dışı T.. K.. adı geçen şirketin sigortaya olan borçlarını ödeyeceğini ifade ettiğinden şirketin borçlu olarak göründüğü beheri 10.000,00 TL bedelli toplam 60.000,00 TL’lik altı adet tanzim tarihi olmayan senedin, o sırada şirketin yetkilisi bulunmadığından şirket yetkilisinin babası olan davacı tarafından imzalanarak davalıya verdiğini, müvekkilinin davalıya şahsi bir borcu bulunmadığı gibi taraflar arasında herhangi bir akdi, hukuki ve ticari ilişkide bulunmadığını, davalının, şirket adına aldığı senetlere davalının ismini ilave ederek ve tanzim tarihlerini de sonradan doldurarak icra takibine konu yaptığını, müvekkilinin Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile bonoların iptaline ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, selahiyetli olmadığı halde gerçek veya tüzel bir kişinin temsilcisi olarak kambiyo senedini imzalayan kimsenin senetten dolayı bizzat sorumlu olduğunu, davalının, dava dışı E.. 96 Eğitim Hizmetleri Basın ve Tic. Ltd. Şti.’deki çalışmasına karşılık senetlerin verildiğini, senetlerin teminat senedi olmadığını, iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre ispat külfetinin davalıda olduğu, her ne kadar davacı tarafın bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş ise de bono da davalı tarafça tahrifat yapıldığının ceza mahkemesince kabul edildiği, özel belgede sahtecilik suçu oluştuğundan, davalının şirket yetkilisi ve ortağı olmadığından davacının davalıya borçlu olmadığı, davalıya borçlu olanın şirket olup, davacının davalıya şahsi borcunun olmadığı, davalının takipte haksız ve kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının lehine tazminat tayinine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu senetler altındaki keşideci imzalarının davacının eli mahsulü olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar senetlerde dava dışı E.. 96 Eğitim Hizmetleri Basın ve Tic. Ltd. Şti.’nin kaşesi basılmış ise de davacının anılan şirketin yetkili temsilicisi olmadığı dosya içeriğinden sabittir. Somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 590. maddesi uyarınca temsile yetkili olmadığı halde bir şahsın temsilici sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kimse o poliçeden dolayı bizzat mesul olur. Aynı kanunun 690. Maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken 590. madde hükmüne göre somut olay bakımından davacının dava konusu bonolardan dolayı kişisel sorumluluğunun bulunduğu ve yerel mahkeme gerekçesinde sözü edilen ceza mahkemesi kararının bu davanın sonucunu etkileyecek nitelikte bulunmadığı gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.