Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/2953 E. 2014/9229 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2953
KARAR NO : 2014/9229
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2013/317-2013/359

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yeniden direnme kararı verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. M. B. ile davalı vek. Av. İ.. G..’ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Yerel mahkemenin 05.11.2012 tarihli direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun şekilde bir direnme kararı oluşturulmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmadan sonra yapılan 25.12.2013 tarihli duruşmada, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bozma kararına uyulmasına karar verilmesine rağmen, aynı günlü oturumda duruşmaya son verilerek bu kez vekalet ücretine ilişkin uyuşmazlık yönünden yeniden direnme kararı verilmesine yer olmadığı biçiminde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkemece verilen direnme kararı üzerine tesis edilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına uyulması zorunlu olup, bozma kararı çerçevesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun bir direnme kararı verilmesi usul hükümleri gereğinden olduğundan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun direnme kararını bozmasından sonra mahkemenin direnmeden vazgeçip, özel dairenin bozma kararına uymak suretiyle yeni bir hüküm oluşturması usulü müktesep hak kuralına da aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.05.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

-MUHALEFET ŞERHİ-

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bozma ilamında aynen: “mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece önceki kararda direnilmesine denilerek atıf yapılmakla yetinilmiştir. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda bir hüküm bulunmadığı gibi , direnme kararını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır” tespitinde bulunarak bir nevi direnme kararının yoklukla malül olduğunu ima ettiği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, usule ilişkin bozma ilamıyla mahkemenin vermiş olduğu direnme kararı geçerliliğini bir anlamda yitirmiştir. Bu durumda maddi hukuk anlamında hüküm doğurmaktan yoksun ilk kararın tarafların biri yönünden usulü kazanılmış hak doğurduğundan bahsetmenin kendi içinde çelişki yaratacağı tartışmasızdır.
Genel Kurul’un, bahse konu usul eksikliği bozma sebebi yapmadan yalnızca “geri çevirmeye” konu yapması halinde; yerel mahkemenin önceki kararın özüne dokunmaksızın eksikliği ikmal ile yetinip dosyayı iade etmesi durumunda sayın çoğunluk gibi düşünmek mümkün olabilirdi.
O halde Hukuk Genel Kurulu’nun usule dair bozmasından sonra, yerel mahkemenin; (hukuki anlamda sonuç doğurmaktan) yoksun önceki kararla bağlı olmaksızın yeni bir karar verme yetkisini haiz olduğundan, nitekim mahkemece de bu çerçevede hareket edilip önceki bozma ilamına uyularak lehine usulü kazanılmış hak doğan davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir edildiğinden bu kez isabet kaydeden kararın onanması gerekirken aksi yönde ve bozma şeklinde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.