Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/2842 E. 2014/6472 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2842
KARAR NO : 2014/6472
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2012/592-2013/122

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında faturalar içeriğindeki malların müvekkilince davalıya satılarak teslim edilmiş ise de cari hesap ekstresine konu borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için aleyhine girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davaya ve takibe konu edilen bir kısım faturalarla ilgili mal teslimi yapılmadığı gibi mal tesliminin gerçekleştirildiği faturalara konu borcun ödendiğini, talep edilen tutar kadar davacıya borç bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda tarafların uyuşmazlığa konu faturalar dışında birbirini teyit eden kayıtlarına göre davacının davalıdan 5.418,12 TL. alacaklı olduğu, ihtilaflı üç adet fatura içeriği malların davalıya tesliminin kanıtlanamadığı, davalının ileri sürdüğü 8.750,00 TL.’lik çekin kayıtlar çerçevesinde ihtilaflı dönem öncesine ait ödeme olarak kabul edildiği ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 5.418,12 TL. asıl alacak üzerinden devamına, 2.167,24 TL. icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2011/12472 E., 2012/4512 K. sayılı 19.03.2012 tarihli ilamıyla davalı yanın icra takip dosyasında hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itirazı bulunmasından ötürü mahkemece öncelikle İ.İ.K. 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine itiraz gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm tesisi isabetsiz bulunmak suretiyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, dosyadaki mevcut deliller ve isticvap edilen davalı şirket yetkilisi beyanı da gözetilerek yanlar arasında akdi ilişkinin mevcut olduğunun saptandığı ve böylece HUMK 10 ve BK. 73. maddesi uyarınca davacı şirket merkezinin bulunduğu yer olan Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazı reddedilmiş ve bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporu ve ek rapor içeriği benimsenmek suretiyle davacı yanın 5.418,12 TL. alacaklı olduğunun saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının 5.418,12 TL’ye yönelik itirazının iptaliyle takibin bu tutar üzerinden takip tarihinden itibaren %27 oranını aşmamak suretiyle avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya dair talebin reddine, İİK. 67/2. maddesi uyarınca 2.167,24 TL. icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında mal alım satımı bulunduğuna ilişkin olarak bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacı yanca malların tamamının teslim edilip edilmediği ve davalı yanca yapılan ödemelerin miktarındadır. Öncelikle bilirkişi raporunda 7.700,00 TL.’lik davalı ödemesi bulunduğu ve bu miktarın alacaktan düşülmesi gerektiği belirtilmiş, ancak bu ödeme davacı yanca inkar edilmiş olup, sunulan 10.05.2008 tarihli tahsilat makbuzu davacıya gösterilerek altındaki imzanın davacıya ya da onun tahsilata yetkili kişisine ait olup olmadığı sorulmalıdır.
Öte yandan davacının malların teslimi yönünden dosyaya sunduğu bir kısım tutanaklarda davalının çalışanı olduğu iddia edilen K.. B.. P.. imzası bulunmakta olup bu imza adı geçenin tanık olarak dinlenmesi sonucu inkar edilmiştir. Hal böyle olunca sunulan tutanak tarihi dikkate alınarak K.. B.. P.. tutanak tarihinden önceki ihtilafsız döneme ilişkin imzaları ile tutanak tarihinden sonraki imzaları ilgili yerlerden getirtilerek bilirkişi kurulunca incelenmesi gerekirken eksik belgelerle düzenlenen tek kişilik bilirkişi raporuna itibar edilerek imzanın K.. B.. P.. ait olmadığının kabulü de doğru görülmemiştir.
Ayrıca yine bir kısım tutanaklarda ve irsaliyeli faturalarda ismi ve imzası bulunan E..Ç.. davalının muhasebecisi olduğu anlaşılmaktadır. O halde E.. Ç.. ismi ve imzası bulunan belgeler yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup E.. Ç.. tanık olarak malın teslimi yönünde dinlenip alınacak beyana göre sonuca gidilmesi gerekirken bu yönünde gözetilmemiş olması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıkalanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.