Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/2461 E. 2014/5455 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2461
KARAR NO : 2014/5455
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2013
NUMARASI : 2012/97-2013/231

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu bono bedeli 10.000 USD olarak düzenlenmiş olup, bedeldeki “1” rakamı “4” rakamı haline getirilerek tahrifatla senet bedelinin 40.000 USD yapıldığını ve senedin teminat olarak davalıya verildiğini, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını iddia ederek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata hükmolunmasının talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinden 40.000 USD tutarında stüdyo düzeninde elektronik ses sistemi satın alınıp, karşılığında dava konusu senedin verildiğini, bono incelendiğinde sadece rakamla değil, yazı ile de kırk bin USD yazıldığının görüldüğünü, davanın zamanaşımına uğradığını, bonodaki imzaya itiraz edilmediğini, senedin kambiyo senedi niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delilere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre davaya konu bonoda, rakam kısmındaki “1”, “4” şekline getirilerek bononun 10,000 USD olarak düzenlenmiş iken 40,000 USD haline dönüştürüldüğü, yazı kısmında bir tahrifatın olmadığı, bu nedenle icra takip tarihi itibariyle davacının 10,000 USD üzerinden bu tarihteki TL karşılığı 18,820,00 TL alacaklı olup, toplam borcu 31.561,54 TL olduğu, davadan önce yapılan 21.730,00 TL’nin ödeme düşüldüğünde davacının davalıya dava tarihi itibariyle 9.831,54 TL borçlu olduğu, yargılama sırasında davacı tarafından davlı yana 1.700,00 TL ödeme yaptığı, bu miktar yönünden davanın konusuz hale geldiği, dava konusu bonoda yapılan tahrifatın hangi aşamada kim tarafından yapıldığı tespit edilemediği gibi ödemelerin takip aşamasında bulunması dikkate alınarak, davalının takibi kötüniyet ile yaptığına ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından davacının tazminat isteminin reddi gerektiği, alınan ihtiyati tedbirin uygulanmadığı bu nedenle ihtiyati tedbir nedeni ile alacağın tahsilinde gecikme sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin temyizine gelince; Dava, bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Dava konusu bononun, rakamla yazılı miktar hanesinin 10.000 USD iken 40.000 USD olarak tahrif edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Tahrifat bulunan hallerde bedelin yazı ile belirtilen senet kısmına itibar edilemeyeceği için tahrifattan önceki bedel üzerinden geçerli olduğunun ve bu nedenle somut olay bakımından senet bedelinin 10.000 USD olduğunun kabulü gerekir.
Menfi tespit davalarında kural olarak dava tarihindeki borçluluk durumu belirlenerek hüküm kurulur. Somut olayda da bu kural uygulanmış ise de dava konusu senede dayalı olarak girişilen icra takibinde senet bedelinin takip tarihindeki kur karşılığı belirlenerek Türk Lirası üzerinden takibe girişildiği, başka bir anlatımla yabancı para üzerinden bir talepte bulunulmadığı gözetilmeden yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm oluşturulmuştur. Bu husus taleple bağlılık kuralına aykırılık oluşturur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; dava konusu senedin 10.000 USD bedelli olduğunun ve bunun takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının saptanıp, o bedel üzerinden takip yapılmış olsaydı dava tarihindeki borçluluk durumu ne şekilde olacak idiyse bu yön belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret olmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.