YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/225
KARAR NO : 2014/2623
KARAR TARİHİ : 10.02.2014
MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2012/17-2013/65
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı T.. A.. vekili ile davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkili T.. A..’nın paraya ihtiyaç duyması üzerine abisi olan dava dışı V.A..’nın kendi patronunu kefil göstererek bankadan kredi çektiğini ve müvekkiline verdiğini, daha sonra V.A..’nın müvekkili Tansel’den ve anneleri olan müvekkili Mediha’dan patronuna vermek üzere teminat amaçlı senet istediğini, müvekkillerinin boş bir senede imza atarak Veli Ata’ya verdiklerini, kredi borcunun ödenmesine rağmen V. A..’nın senedi iade etmediğini ve daha sonra senedi 50.000,00 TL bedelli, 01/10/2003 keşide tarihli olarak ve alacaklısı kendi kayınpederi olan davalı ismiyle doldurduğunu, davalı A.. Ş..’ün bu senedi icra takibine konu ettiğini, müvekkillerinin davalıya borçlarının olmadığını, davalının ve V. A..’nın savcılıkta alınan beyanlarının çelişkili olduğunu belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, takibe konu senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 22/09/2008 havale tarihli dilekçesi ile, müvekkili M.. A..’nın kendisini azlettiğine ilişkin 09/06/2008 tarihli azilnameyi dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin davacılara 5.000,00 ve 15.000,00 USD borç para verdiğini, 2000 yılında V. A..nın müvekkilinden aldığı 2.000,00 TL ve 300,00 TL’yi de davacılara verdiğini, ayrıca Veli Ata’nın babasından kalma 20.000,00 TL değerindeki arsasının davacılar tarafından satıldığını ve hissesine düşen kısmın V. A..’ya verilmediğini, tüm bu borçlar nedeniyle davacıların 2003 yılında takip konusu senedi müvekkiline verdiklerini, davacıların senede iki alacaklı isminin yazılmasını gerekli görmemeleri nedeniyle V. A..’nın alacak hakkının da bu senede bağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı asilin savcılıkta alınan beyanında davacılara 5.000,00 USD borç verdiğini, eski borçları ve arsadan hissesine düşen yer karşılığı olarak senet düzenlediklerini, senedi kendisinin doldurduğunu belirttiği, davalının bu beyanıyla senedi kısmen illi hale getirdiği ve eski borçlar ile arsa hissesi yönünden mevcut alacağına ilişkin her hangi bir delil ibraz etmediği, davalı asilin davacılara dava konusu senet kapsamında borç olarak 5.000,00 USD verdiğine ve bu sebeple alacaklı olduğuna dair yemin ettiği, bunun yanında senedin teminat senedi olduğuna ilişkin yazılı delil sunulmadığı, ayrıca teminatı oluşturan borcun ödendiği, senedin bedelsizliğinin yazılı delillerle ispat edilemediği,
davalının 5.000,00 USD karşılığı olan 7.000,00 TL alacağının mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, senedin 43.000,00 TL’lik kısmı için davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı T.. A.. vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacılardan M.. A.. ile ilgili 26/07/2010 tarihinde işlemden kaldırma kararı verilmiş ve daha sonra bu davacı yönünden üç ay içinde yenileme talebinde bulunulmamış olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu davacı yönünden de esastan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı Tansel vekilinin temyizine gelince; yargılama sırasında borç ödenmiş olduğundan mahkemece borçlu olunmadığına karar verilen kısım yönünden İİK’nın 72.maddesi uyarınca davanın istirdata dönüştüğü ve bu kısım bakımından yapılan ödemenin istirdatına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı T.. A.. yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.