Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/1754 E. 2014/7079 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1754
KARAR NO : 2014/7079
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekili katılma yolu ile süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalının iki kardeşiyle birlikte işlettiği … Ltd. Şti’ne mal verdiğini, o yıllarda ticari ödemelerin sıkıntıya düşen müvekkiline davalının borç müvekkilinin de bu borcu parça parça ödeyeceği için davalıya üzerinde sadece pulu ve pul üzerinde imzası bulunan senedi verdiğini, borcun ödendiğini ancak davalının senedi iade etmediğini, aradan 18 yıl geçtikten sonra davalının avukatı olduğunu söyleyen bir kişinin müvekkiline gelerek senedi gösterdiğini ve takibe geçeceklerini söylediğini, oysa müvekkilinin davalıya borcu olmadığını, sözkonusu senedin teminat senedi olduğunu, imza dışındaki tüm kısımların müvekkilince doldurulmadığını, bu durumun resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturduğunu belirterek müvekkilinin bahse konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan kurtulması için müvekkilinin kendisine ait müşteri çeklerini davacıya verdiğini, davacının da müvekkiline olan borçlarını ödeyebilmek için senetler verdiğini, bu senetlerden birinin de dava konusu senet olduğunu, davacının senedi ödememesi üzerine senedin takibe konulduğu, senedin teminat olarak verildiğinin doğru olduğunu, ancak bütün unsurları tam olarak doldurulmuş vaziyette müvekkiline verildiğini, senet üzerindeki “malen” ibaresinin maddi hata ile yazılmış olabileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, takibe konu bononun elden alınan borç para karşılığı düzenlendiğinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, dolayısıyla bono üzerinde yazılı bulunan “malen” kaydına itibar edilmesinin ve temel ilişkiye girilmesinin mümkün olmadığı, davacının borç olarak aldığı nakit bedeli ödeme yükünün davacıda bulunduğu, davacının bononun 20 yıl önce tanzim tarihi boş olarak imzalandığını ve aldığı borcu ödediğini kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Davalı vekilinin, harcı yatırılmayan ve süresinde olmayan katılma yoluyla temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine; (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.