Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/1531 E. 2014/4621 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1531
KARAR NO : 2014/4621
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

MAHKEMESİ : Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/11/2012
NUMARASI : 2004/341-2012/560

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı M.. Y.. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin diğer davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcu vadesinde ödenmediğinden hesabın kat edildiğini ve davalılara borcun ödenmesi talebiyle ihtarname gönderildiğini, 19.596,46 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı bankanın müvekkillerinin asıl borçlu veya kefil olduğu kredi sözleşmeleriyle ilgili olarak 4 adet icra takibi yaptığını, bu takiplerde talep edilen miktarın 132.000,00 TL’yi bulduğunu, bu takiplerden sonra davacı banka yetkilisince düzenlenen belgeye göre müvekkillerinin sorumlu olduğu toplam borç miktarının 95.000,00 TL olduğunu, bu miktarı dahi kabul etmediklerini, ancak kabul etseler bile arada 37.000,00 TL’lik fahiş bir fark olduğunu, kaldı ki takip dosyalarının dayanağı olan belgeler, bankadan çekilen kredi miktarı dekontları, bankaya teslim edilen ve borçtan mahsubu gereken müşteri senetleri, ödenmiş devre faizleri,kefaletlerin çapraz alınmış olması hususları dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığında haklılıklarının anlaşılacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı bankanın davalıların sorumlu olduğu kredi borçları nedeniyle ilamsız icra takiplerine konu ettiği tutarın davacı bankanın 09/08/2004 tarihli müzekkeresiyle davalılara bildirilen borç tutarına tekabül etmekte olduğu, bunun yanında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu borçların güvencesi olarak verilen ipoteğin paraya çevrilmesinin talep edildiği, bu durumda davalı tarafın toplam borç miktarına ilişkin itirazının açık bir hatadan kaynaklandığı, icra takibine konu 10.000,00 TL limitli kredi sözleşmelerinde asıl borçlunun davalı M.. Y.. olduğu, davalı A.. Y..’ın her iki sözleşmeyi davalı Y.. Y..’ın ise sadece 20/09/2002 tarihli sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıkları, hesap kat ihtarnamesinin davalılar Ahmet ve Mehmet’e tebliğ edildiği, ancak davalı Yusuf’a tebliğ edilmediği, ancak Yusuf’un temerrüdünün de asıl borç ve takibe bağlı olarak oluştuğu, ancak davacı bankanın temerrüt tarihini beklemeden 27/07/2004 tarihinde takibe geçtiği, temerüt tarihi itibariyle davalılar Mehmet ve Ahmet’in borç miktarının 18.765,21 TL, aynı tarih itibariyle davalı Yusuf’un borç miktarının 10.004,00 TL olduğunun tespit edildiği, bunun yanında ihtarname ekinde davalı borçlulara hesap özetleri gönderilmediğinden, davacı banka tarafından icra dosyası kapsamında talep edilen alacağın hangi kalemlerden oluştuğu detaylı olarak belirtilmediğinden, temerrüt tarihi beklenmeden takibe geçilip alacak olması gerekenden fazla olarak gösterildiğinden davalıların sorumlu oldukları borç miktarını sağlıklı olarak tespit etme imkanlarının bulunmadığı göz önüne alınarak davalıların takibe itiraz etmesinin haklı görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davaya konu alacak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup likit(bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte olduğundan ve davalılar davada kabul edilen kısım yönünden itirazlarında haksız görüldüklerinden İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki talebin reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.