YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1525
KARAR NO : 2014/6415
KARAR TARİHİ : 02.04.2014
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2011/319-2013/567
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili asıl davada müvekkili ile daval H….Ltd. Şti. arasındaki gıda alım satım ilişkisi kapsamında müvekkilinin davalıya 30.10.2011 ödeme tarihli ve 58.120,62 TL. bedelli çeki verdiğini, ancak müvekkilinin ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davalı şirkete bakiye borcunun 18.621,26 TL. Olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine davalı şirketle irtibat kurulmaya çalışıldığını, davalı şirkete bakiye borcun ödenmek istendiğini bildiren Kadıköy 17. Noterliğince 14.09.2011 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini ancak tebliğ edilmediğini, müvekkilinin borcu çek bedeli kadar olmadığı halde bu çeki geri de alamadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkete 58.120,62 TL. Borçlu olmayıp 18.621,26 TL. Bakiye borcu bulunduğunun tespitine, birleşen davada ise; haciz baskısı altında müvekkili tarafından davalı Sümer..A.Ş.ye çek bedelinin ödendiğini, davalı Sümer A.Ş.nin çeki davalı diğer şirketten temlik almış olması sebebiyle davalı Hamurel’e karşı ileri sürülebilecek defilerin bu davalıya karşı da ileri sürülebileceğini ileri sürerek müvekkili şirketin haksız ve mesnetsiz olarak haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı 58.120,62 TL bedelden müvekkilinin borcu bulunmayan 39.499,36 TL.sini ödeme gününden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sümer Faktoring Hizmetleri A.Ş. Vekili, müvekkilinin dava konusu çeki iyiniyetli olarak davalı H…Ltd. Şti. ‘den devraldığını, davalı Hamurel ile müvekkili arasında faktoring sözleşmesinin imzalandığını, davacı ile davalı Hamurel arasındaki ticari ilişki neticesinde kesilmiş olan faturalara istinaden dava konusu çekin 08.04.2011 tarihinde ciro ile müvekkiline teslim edildiğini, çekin faktoring işlemi karşılığı ödemesinin 08.04.2011 tarihinde davalı Hamurel’e yapıldığını, davacının davalı Hamurel ile arasındaki ticari ilişkiden doğan kişisel def’ilerini çeki iyiniyetli olarak devralan müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı H…Ltd. Şti. davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; re’sen yapılan hesaplama sonucu çek bedelinin 58.120,62 TL olduğu, davacı yanın ticari defter kayıt ve belgelerine göre H.. Gıda’ya borçlu olduğu miktarın 18.630,26 TL olduğu, bu miktar çek bedelinden düşüldükten sonra davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı miktarın ise 39.490,36 TL olduğunun tespit edildiği, davacının borçlu olmadığı bu miktarı, 30/10/2011 tarihinde birleşen davanın davalısı Sümer Faktoring Hizmetleri AŞ’ ye ödemek zorunda kaldığı, davacı her ne kadar birleşen davada, davalı Sümer Factoring’ten istirdat talebinde bulunulmuş ise de davalı Sümer Faktoring’in, diğer taraflar N… Gıda ile Hamurel Gıda arasında cari hesap şeklindeki ticari ilişkide uyuşmazlık başlamadan önce 08/04/2011 tarihinde çeki aldığı, davacının ise daha sonra 14 Eylül 2011 tarihinde diğer davalı Hamurel Gıda’ya ihtarname keşide ettiği, ayrıca sunulan kayıt ve belgelere göre devam etmekte olan cari hesap alacağını, davalı Sümer Factoring’in takip edip değerlendirmesinin kendisinden beklenemeyeceği,
factoring sözleşmesi sırasında mevcut bir uyuşmazlık bulunmaması nedeniyle birleşen davanın davalısı Sümer Factoring’in çekin bedelsizliğini bilebilecek konumda olmadığı, mevcut çek nedeniyle taraflar arasında uyuşmazlık çıkmadan önce çeki hukuka uygun bir şekilde temin edip elinde bulunduran Sümer Factoring’in iyi niyetli hamil konumunda bulunduğunun değerlendirildiği, birleşen davanın davalısı Sümer Faktoring Hizmetleri A.Ş. iyi niyetli hamil konumunda bulunduğuna göre davacı şirketin diğer davalı H..Gıda’ya karşı ileri sürebileceği itiraz ve def-ileri birleşen davanın davalısı Sümer Faktoring AŞ ye karşı ileri süremeyeceği, buna göre davalı Sümer..AŞ’nin çek bedelini tahsilde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu davalı açısından istirdadı gereken bir bedelden de söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davacının davasının kısmen kabulüne,Yapı Kredi Bankası Abdi İpekçi Bayrampaşa Şubesi’ne ait 58.120,62 TL bedelli, 30 Ekim 2011 ödeme günlü çekten dolayı davacı şirketin davalı H.. Ltd. Şti.ne 18.630,26 TL borçlu olduğunun belirlenmesi nedeniyle 39.490,36 TL lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, davacının asıl davaya yönelik fazlaya ilişkin menfi tespit talebini içerir davasının reddine, birleşen dava yönünden; davacının davalı Sümer..A.Ş. aleyhine açtığı istirdat talebini içerir davasının reddine, davacının birleşen dava yönünden diğer davalı aleyhine açtığı istirdat talebini içerir davasının kısmen kabulüne, davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı, 39.490,36 TL istirdaden alacağın ödeme tarihi olan 30/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı H….Ltd. Şti.’nden tahsili ile davacı şirkete verilmesine, davacının davalı H…Ltd. Şti. aleyhine açtığı birleşen fazlaya ilişkin istirdat talebini içerir davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, HMK’nın 33. (HUMK’nın 76.) maddesi hükmüne göre davada dayanılan maddi olayların açıklanması taraflara, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin belirlenmesi de hakime aittir. Somut olayda davacının davalı faktoring şirketine karşı açmış olduğu davanın 818 sy. BK’nın 61. maddesi gereği sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir. Dosya kapsamından davalı faktoring şirketince davacı aleyhine yapılmış bir takip ve bu takip sebebiyle davacı tarafından yapılmış bir ödemenin bulunmadığı, çek bedelinin dava dışı çekin keşidecisi şirket tarafından yapıldığı sabittir. Hal böyle olunca davalı faktoring aleyhine açılan davanın İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası olarak kabulüne imkan yoktur. Açıklanan bu yönler üzerinde durularak yazılı şekilde davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.