Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/14254 E. 2014/17453 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14254
KARAR NO : 2014/17453
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2014
NUMARASI : 2013/84-2014/24

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan tarımsal amaçlı, bir yıl vadeli kredi kullandığını, 15 Mayıs 2010-20 Temmuz 2010 tarihleri arasında meydana gelen dolu, sel ve aşırı yağış nedeniyle zarar gören çiftçilerin kredi borçlarının Bakanlar Kurulu Kararı ile ertelenmesine karar verildiğini, hasar tespit komisyonu tarafından içerisinde müvekkilinin de bulunduğu 73 çiftçinin zarar gördüğü belirlenerek kredi borcu ertelenen çiftçilerin listesinin davalı bankaya bildirildiğini, müvekkilinin tarımsal kredi borç vadesinin Haziran 2012 tarihine ertelendiğini, kredinin ertelenmesi safhasında davalı bankanın müvekkilinden teminat senedi istediğini, borcu ertelenen müvekkilinin teminat senedini verdiğini, kredi borcunun vadesi gelmeden davalı bankanın teminat senedini haksız ve kötüniyetle doldurarak takibe giriştiğini, toplam 18.275.18 TL.ödeme yapıldığını, müvekkilinin davalı bankaya kredi borcu kalmadığını, buna rağmen müvekkilinin bankaya yaptığı ödemeler dikkate alınmaksızın takibe devam edildiğini, takip tarihi olan 28.11.2011 tarihi itibariyle davalı bankanın muaccel bir alacağı bulunmadığını, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu iddia ederek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacı borçlunun borcunun ertelenmesinin söz konusu olmadığını, 15.06.2010 tarih ve 7215 sayılı banka genelgesine göre, erteleme talebinin kabulü için şubeye başvuru gerektiğini, davacının böyle bir talebinin bulunmadığını, öte yandan davacı borçlunun ertelemesinin Haziran 2012 değil, 02.09.2011 tarihinde sona erdiğini, yapılan takibin yasal ve haklı olduğunu, muaccel alacak için senedin takibe konulduğunu, dosyada sadece alınması gereken yasal vekalet ücreti kaldığını, bu alacağın tahsili için davacının murisinden kalma taşınmaz üzerine haciz konulduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporlarına göre, davaya konu icra takibi her ne kadar bonoya istinaden yapılmış olsa da dosya içeriğinden ve taraf beyanlarından bu bononun davacının davalı bankadan kullanmış olduğu 14.06.2010 tarihli 15.000.00 TL.bedelli tarımsal kredi için verildiği, söz konusu kredinin 2010/744 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1 yıl ödemesinin ertelendiği ve bu sebeple 14.06.2012 tarihinde kredi alacağının muaccel olacağı, davalı bankanın erteleme süreci devam ederken ve henüz muaccel bir alacak mevcut değil iken elindeki teminat senedini takibe koyarak cebri icra
yoluna başvurma hakkı bulunmadığı, keza haksız takibe dayalı avukatlık ücreti talep edemeyeceği, bu sebeple dava tarihi itibari ile davacının davalıya borcunun bulunmadığı, davacının takipten sonra toplam 18.275.98 TL.ödeme yaptığı ve davalı vekilinin de krediden kaynaklı vekalet ücreti haricinde alacak kalmadığını beyan etmesine rağmen ödeme tarihinden sonra davalının 23.067.38 TL.üzerinden takibe devam etmesinin haksız olduğu, ancak kötüniyetli olduğunun dosya kapsamında ispat edilemediği gerekçesiyle davacının davaya konu icra takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-4603 Sayılı Kanunda Ziraat Bankası A.Ş., Halk Bankası A.Ş., Tasfiye Hâlinde Emlak Bankası A.Ş. aleyhine açılan davalar bakımından harç muafiyeti getirildiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 4603 sayılı Kanunun 4684 Sayılı Kanunla değişik geçici 4. Maddesinin 2. Fıkrasında getirilen harç muafiyetinin adı geçen bankalarca kredi alacaklarının tahsili amacı ile yeniden yapılandırma süreci içerisinde açılmış ve açılacak dava veya takiplerle ilgili olup, somut olayda davalı durumundaki Ziraat Bankası A.Ş.nin sözü geçen yasa hükmündeki muafiyetten yararlanamayacağı, 492 sayılı Yasanın 123.maddesinde öngörülen harç muafiyetinin de dava konusu işlem ve davalı yönünden uygulanabilirliğinin bulunmadığı gözetilerek davalı aleyhine hüküm altına alınan tutar üzerinden nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, davalı bankanın harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.