YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14220
KARAR NO : 2014/16993
KARAR TARİHİ : 26.11.2014
MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2009/719-2013/242
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın reddine dair verilen kararın birleşen dava davacısı T..C.. vekilince süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/122 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan itirazın iptali davası kapsamında aldırılan ek raporda müvekkilinin davalıdan 11.196.00 TL.alacaklı olduğunun saptandığını, işte bu alacak tutarının tahsili amacıyla ek rapora dayalı olarak aleyhine başlatılan takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaliyle, takibin devamına ve % 40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın takibe dayanak yaptığı ek rapora konu (İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/122 Esas sayılı) müvekkilince davacı aleyhine açılan itirazın iptali davasında davanın kabulüne, müvekkilinin davacıya borçlu olmayıp, aksine alacaklı olduğuna hükmedildiğini, böylece artık o davada aldırılan ek rapora itibar edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuş ve % 40 oranındaki tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Yargılama sürerken davalı yanca asıl davanın davacısı I.. Ltd.Şti.ne ve H.. D.. aleyhine İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davası ile davalı T.. C.. vekili, I.. Ltd.Şti.ile müvekkili arasında akdolunan eser sözleşmesi kapsamında 25.000.00 Euro bedelli bir adet senedin teminat olarak verildiğini, müvekkilinin edimlerini ifası neticesi senet bedelsiz kaldığı halde miktar kısmında tahrifat yapılıp, 25.000.00 TL.üzerinden zamanaşımı da gerçekleştiği halde diğer davalı H.. D.. tarafından takibe konu edildiğini, oysa müvekkilinin davalılara borçlu olmadığını bildirerek menfi tespit talebinde bulunmuş ve % 40 oranındaki tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı H.. D.. vekili, takibe konu senedin teminat senedi olmadığı gibi tahrifata da uğramadığını ve müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece 2010/680 Esas, 2011/25 Karar sayılı 01.02.2011 tarihli kararla iki davanın birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece asıl dava ve birleşen dava birlikte yürütülerek yapılan yargılama sonucunda birleşen davaya konu senet üzerinde tahrifat yapıldığı iddiası ve teminat olarak verildiğine yönelik iddianın kanıtlanamadığı gibi davalının (birleşen davada davacı) senede dayalı olarak aleyhine girişilen takip sırasında zamanaşımı def’inde bulunmamış olması nedeniyle bu davada da salt zamanaşımı def’ini ileri süremeyeceği ve takip başlatan davalı hamil H.. D..’nin de kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı, öte yandan asıl davanın da davacı (birleşen davada davalı) I.. Ltd.Şti.nce takip edilmemesi sonucu işlemden kaldırılmasına karar verildiğinden bahisle asıl davanın HMK.150 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı (birleşen davada davacı) vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı (asıl davada davalı) vekilince davalı (asıl davada davacı) ve H.. D.. aleyhine açılan birleşen davada sadece zamanaşımı def’inde bulunulmamış, ayrıca senedin teminat senedi olduğu, tahrifata uğradığı ve davalı hamilin kötüniyetli olduğu hususlar da ileri sürülmüştür. Takibe konu edilen senedin vade tarihinden itibaren üç yıllık süre geçtikten sonra takip başlatıldığı ve böylece zamanaşımına uğradığı senedin tetkikinden anlaşılmaktadır. Zamanaşımına uğramış bu senet de davacı I.. Ltd.Şti.nin lehdar, davalı (birleşen davada davacı) T.. C..’un keşideci davalı H.. D..’nin ise ciro yoluyla hamil olduğu görülmüştür. Bu durum karşısında lehdar I.. Ltd.Şti.nin keşideci T.. K.. ile arasındaki temel ilişkiyi kanıtlamakla yükümlü olup, bu iddiasını tanık dahil her türlü delille, hamil H.. D.. ile keşideci T.. C.. arasında ise temel ilişki bulunmadığından keşidecinin 6762 sayılı TTK.nun 644.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlü bulunduğu gözetilerek mahkemece taraflardan delilleri sorulup toplandıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı (birleşen davada davacı) T.. C.. yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.