Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/14212 E. 2014/17362 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14212
KARAR NO : 2014/17362
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2013/251-2013/265

Taraflar arasındaki birleşen alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR –

Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 11.12.2012 günlü kararı ile “..1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar-birleşen dosyadaki davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacılar-birleşen dosyadaki davalılar vekilinin temyiz itirazları yönünden; taraflar arasında benzin istasyonu satışı konusunda 25.12.2001 tarihli ticari işletme devri sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme gereğince davalı alıcıların kararlaştırılan şekilde bedel ödemeyi davacı satıcıların ise, işletmeyi devir ile ruhsat alma yükümlülüklerini üstlendikleri anlaşılmaktadır. Davalı alıcıların bir miktar ödemesi de bulunmasına rağmen bakiye bedeli ödemediği gibi 25.12.2001 tarihli sözleşmede kararlaştırılan gayrimenkulü de davacı yana devretmeyip, dava dışı üçüncü kişiye satışını yaptığını, buna karşılık davacının ise işletme ruhsatı alamamış olduğu dosya içeriği ile sabittir. Hal böyle olunca, asıl davada davalıların kurdukları ve taşınmaz malın sahibi olan S.. Akaryakıt Ürünleri Limited Şirketi adına münferiden davalı S.. S.. davacı tarafa ruhsatın alınamaması sebebiyle 14.08.2003 tarihli ve 12232 nolu ihtarname çekmiş ise de bu ihtarname akdin feshine ilişkin değildir. Aksine davalı taraf ifayı ayıplı olarak kabul etmiş, benzin istasyonunu mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, 4 yıl işletmiştir. Keza işletme ruhsatı da davalı tarafça alınmıştır. Bu durumda mahkemece davalı tarafın sözleşmeyi feshetmemiş olduğu ve malı ayıplı olarak kabul etmiş bulunduğu gözetilerek, sözleşme gereğince bakiye alacak miktarı konusunda da davacının talepte haklı bulunduğu gözetilerek varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle asıl davanın reddedilmesinde isabet görülmemiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl dava yönünden, davacıların alacağının 164.038,00 TL olarak belirlendiği, davacılar tarafından davalılara dava tarihinden önce gönderilen ihtarnamelerde alacak miktarının net olarak gösterilmediği, dolayısıyla dava tarihinde önce temerrüdün oluşmadığı, gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne 164.038,00 TL nin 8.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren, 156.038,00 TL sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar -birleşen dosyadaki davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacılar (birleşen dosyadaki davalılar ) vekilinin temyizi asıl davada davalıların davadan önce temerrüde düşürüldüğüne yöneliktir. Dosya kapsamında yer alan davacılar vekili tarafından davalılara keşide edilen İzmir 7. Noterliği’nin 17.02.2005 tarihli 03885 yevmiye no.lu ihtarnamede; ana para borcu olan 113.437,35 YTL nin 2 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür. Dolayısıyla bu ihtarla davacıların dava tarihinden önce noter kanalıyla BK 101. maddesi (yeni TBK 117.maddesi) gereğince davalıları temerrüde düşürdüğünün kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, sözkonusu ihtarnamenin davalılara tebliği tarihi tespit edilip, ihtarnamede verilen önel de dikkate alınarak 113.437,35 TL alacak için davalıların temerrüde düştüğü tarihten itibaren kalan miktar yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar-birleşen davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar (birleşen davalılar) yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.