YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14103
KARAR NO : 2014/16766
KARAR TARİHİ : 24.11.2014
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 38. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2012
NUMARASI : 2011/44-2012/252
Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı temlik alan L… Yönetimi A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; davacı ile çek lehtarı arasında herhangi bir ticari ilişki içinde bulunmadığını, cirantaların davacının zararına kötü niyetle hareket ederek mezkûr çekleri alacağın temliki hükümleri çerçevesinde devraldıklarını ve söz konusu çeklerin davacıyı temsile ve ilzama yetkili olmayan şahıslar tarafından imzalandığını belirterek davacının anılan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı/birleşen dava davacısı Yeşilay Cemiyeti İktisadi İşletmesi vekili; müvekkilinin davacı ile bir ticari ilişkisi ve alacağının olmadığını belirterek davayı kabul ettiklerini bildirmiş, birleşen davada da dava konusu çeklerin 26/01/2008 tarihinde görevine son verilen müvekkil şirket müdürü ve aynı zamanda muhasebecisi E.. D.. tarafından düzenlendiğini, davalılarla ve çek keşidecisi ile aralarında ticari bir ilişki bulunmadığını belirterek söz konusu çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen dava davalısı TEB Factoring A.Ş. vekili; müvekkili ile davalılardan T.. Çeviri Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. arasında düzenlenen faktoring sözleşmesi gereği çekin kendilerine verildiğini, müvekkilinin yanlar arasındaki ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını ve TTK’nın 599. maddesine göre iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava davalısı T.. Çeviri Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti.’ye duruşma gününü bildirir açıklamalı dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir yanıt da vermemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; çeklerdeki keşideci imzalarının davacı cemiyet yetkililerine ait olmadığı, sahtecilik def’inin mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği, birleşen dava için de aynı durumun söz konusu olduğu gerekçesiyle T.. C.. İktisadi İşletmesi hakkındaki davanın kabul nedeni ile kabulüne, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulü ile davacının davaya konu olan 13.03.2008 tarihli 12.100-TL bedelli ve 04.04.2008 tarihli 19.100-TL bedelli çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptali ile davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm temlik alan L.. Yönetimi A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Birleşen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden HMK’nun 297. maddesi hükmüne uygun biçimde ayrı ayrı hüküm tesisi gerekirken bu yönün gözetilmemesi ve imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunda; 12.100-TL’lik çekteki keşideci imzasının davacı cemiyet yetkilisine ait olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece sanki bilirkişi raporunda imzanın cemiyet yetkilisine ait olmadığına dair bir tespit yapılmış gibi gerekçe oluşturulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden temlik alan davalı L.. Yönetimi A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.