YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13791
KARAR NO : 2014/16548
KARAR TARİHİ : 19.11.2014
MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2014
NUMARASI : 2013/474-2014/182
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan İ.. K.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı İ..- Ltd Şti arasında akdolunan genel kredi sözleşmesinde davalıların da kefil olarak yer aldığını kredi borcunun ödenmemesi üzerine aleyhine girişilen takibe davalıların itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazların iptaline, takibin devamına ve % 40 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İ.. K.. vekili; takibe dayanarak kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve müvekkilinin dava dışı şirket yararına kefaleti bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuş ve % 40 oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davaya konu kredi sözleşmesinin bankaca önceden hazırlanmak suretiyle kefillere imzalatıldığı bu koşulların açıkca tartışılarak kabul edildiğine taraflara açıkca bilgi verilip bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlanmasına dair yasanın öngördüğü koşullara uygun bulunmadığı, dolayısıyla kefillerin, bu işlem koşullarını kabul ettiklerine ilişkin TBK’nin 21. maddesi kapsamında bir kabullerinin de bulunmadığı, sözleşmenin genel işlem koşullarına açıkca aykırı olduğunun anlaşıldığı, genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelerin emredici olması sebebiyle ne kadar düzenlenmiş olurlarsa olsunlar 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacağından davanın reddinin gerektiği, davalı İ.. K.. yönünden ise sözleşme altındaki imzanın bu dosyaya ait olmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın reddine, ayrıca davacının kötüniyetli olduğu sabit olmadığından dolayı davalı İ.. K..’un tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı İ.. K.. vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2012/17308 E. 2013/5165 K. Sayılı 26.03.2013 tarihli ilamıyla; yanlar arasındaki sözleşmenin 818 S. Borçlar Kanunun yürürlükteyken akdolunduğu ve kredinin de bu kanun yürürlükde iken verildiği, bu davanında 6101 sayılı Yürürlükteki Kanunun 1. maddesine göre olayda temerrüt sona erme, tasfiye sözleşmesi olmadığı ve salt genel işlem koşullarına aykırılık kamu düzeni ve genel ahlak kapsamında bulunmadığı gibi T.B.K’nun derdest davalarda uygulama koşulları da oluşmadığı böylece mahkemece işin esasına girilerek deliller birlikte değerlendirilip ayrıca davacının imza incelemesiyle ilgili bilirkişi raporuna itirazlarının da irdelenmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu benimsenen bilirkişi raporlarına göre davalı İ.. K.. hakkındaki davanın ve bu davalının tazminat talebinin reddine diğer davalı S.. K..’un 67.601,69 TL’ye yönelik itirazının iptaline asıl alacak 19.740,82 TL’ye takip tarihinden itibaren % 118,80 oranında, asıl alacak 24.358,99 TL’ye takip tarihinden itibaren % 45,60 oranında, asıl alacak 19,l57,58 TL’ye takip tarihinden itibaren % 35,76 oranında faizlerinin ayrı ayrı uygulanmasına hükmolunan 67.601,67 TL’nin % 40′ ı oranındaki icra inkar tazminatının bu davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı İ.. K.. vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı İ.. K.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Takibe dayanak yapılan ve banka şubesinde ilgili banka yetkilileri huzurunda imzalanan 10.10.2007 tarihli genel kredi taahhütnamesinde kefil sıfatıyla davalılardan İ.. K.. adına atılmış olan imzanın bu davalıya ait olmadığı hükme esas alınan bilirkişi raporuyla saptanmıştır.
Bu olgular karşısında İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca davacı bankanın anılan davalıya karşı icra takibine girişmekte haksız ve kötüniyetli bulunduğu hususunun kanıtlanmasına rağmen mahkemece yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde davalının tazminat isteminin reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İ.. K.. vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine 19.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.