Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/1376 E. 2014/4827 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1376
KARAR NO : 2014/4827
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2012/8-2013/280

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi bulunduğunu, Rekabet Kurulu’nun 2002/2 sayılı tebliği ile taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, davalı tarafından sözleşme feshedilmesine karşın içeriği açıklanmayan 10/11/2010 tarih ve 108.768,94 TL bedelli faturayı müvekkiline tebliğ edildiğini, faturaya müvekkili tarafından yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, buna karşın davalının müvekkiline ait borçlandırma sistemli kredi hesabından müvekkilinin taşıt tanıma sisteminden alacaklı olduğu 21.934,83 TL mahsup edilerek 86.834,11 TL’nin haksız olarak tahsil ettiğini, ayrıca müvekkilinin davalıdan 10.900,00 TL daha taşıt tanıma sistemi nedeniyle alacaklı olduğunu belirterek davalı tarafından haksız olarak tahsil edilen 108.768,94 TL’nin ödeme tarihi olan 11.11.2010 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi üzerinden ve taşıt tanıma sisteminden kaynaklanan 10.900 TL alacağının davalının temerrüte düştüğü 18/09/2010 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 07/08/2003 tarihinde yapılan sözleşme ile 07/08/2013 tarihine kadar akaryakıt istasyonunu kullanma ve yararlanma hakkının müvekkiline bırakıldığını, ancak rekabet kurulu kararı ile 18/09/2010 tarihinde bayilik sözleşmesinin sona erdiğini, bu tarihten sonra davacının başka bir dağıtım şirketinin amblem ve markası ile faaliyetini sürdürmeye devam ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin süresi boyunca davacının müvekkili nezdinde oluşan alacaklarının ödenmediğini, Rekabet Kurulu kararı ile 04/10/2008 tarihli sözleşme ve bayilik ilişkisi sırasında geçerli olmak üzere ödenmiş olan bedellerden dolayı taraflar arasındaki borç ilişkisinin sona ermediğini, davacının ödenmemiş borçları olduğunun şirket kayıtları ile ortaya çıkacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre; taraflar arasındaki bayilik ve kira sözleşmesine istinaden davalı şirkete ödenen bedelin sözleşme süresine bakılmaksızın petrol istasyonuna yatırım yapmak üzere verilen bir para olduğu, sözleşmede ödenen paranın ne kadarının sabit yatırımlarda ne kadarının da diğer alanlarda kullanılacağına ilişkin bir düzenleme olmadığı, bu paranın sözleşmenin süresinden önce sona ermesi halinde iade edileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, ispat yükü üzerinde olan davalının bu konu ile ilgili bir ispat getiremediği, ancak davalının kesmiş olduğu 108.768,94 TL bedelli faturaya istinaden davacının teknik yardım olarak aldığı miktarın bir kısmını para olarak iade ettiği, iade edilen miktarın parasal destek olarak verildiğinin kabulü gerektiği, bu yönde de davacının parayı iade ederken bir ihtirazi kaydının bulunmadığı, bu nedenle iade edilen bu bedelin sözleşmenin uygulanmayan dönemine tekabül eden kısmının davalıya iadesinin haklı olduğu, bilirkişi kurulunun raporlarındaki hesaplama tarzından istifade edilerek usul ekonomisi de dikkate alınarak resen yapılan hesaplamaya göre bu miktarın 42.201,00 TL olduğu, davalının taşıt tanıma sistemine ilişkin alacak talebi ile ilgili olarak davasını ispat edemediği, davanın kısmen kabulü ile toplam 66.567,94 TL’nin 11/11/2010 tarihinden yıllık % 15 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi denetime elverişli de değildir. Davalı vekili tarafından anılan bu rapora gerekçeleri de göstermek suretiyle itiraz edilmiş, mahkemece bu itiraz ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece konusunda uzman kişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak tarafların delil listelerinde ticari defterlere dayandıkları da gözetilerek her iki yanın ticari defterleri de incelenmek suretiyle yeni bir rapor alınması gerekirken muhasebe bilgisini gerektiren bir konuda re’sen hesaplama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.