Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/13652 E. 2014/15243 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13652
KARAR NO : 2014/15243
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2012
NUMARASI : 2011/106-2012/186

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı, davalının Hopa İcra Müdürlüğü’ nün 2009/632 ve 633 sayılı dosyalarda kredi sözleşmelerine dayalı olarak icra takibi başlattığını, takibe dayanak sözleşmelerdeki imzaların kendisine ait olmadığını, davalı bankadan kredi kullanmadığını ve kimseyede kefil olmadığını belirterek 2000/211 ve 2001/124 sayılı kredi sözleşmelerinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takiplerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre takip konusu sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının iki ayrı icra dosyasında takiplere dayanak yapılan kredi sözleşmelerindeki imzaların kendisine ait olmadığını, kredi kullanmadığı gibi kimseye de kefil olmadığını iddia ederek 2000/211 ve 2001/124 sayılı kredi sözleşmelerinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davaya konu Hopa İcra Dairesi’ nin 2009/632 esas sayılı icra dosyasında takip dayanağının 20.02.2001 tarihli 124 sayılı kredi sözleşmesi olduğu, Hopa İcra Dairesi’ nin 2009/633 esas sayılı icra dosyasında ise takip dayanağının 14.04.2000 tarihli 211 sayılı kredi sözleşmesi olduğu görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan 07.08.2012 günlü Adli Tıp Kurumu Raporu’ nda ise sadece 20.02.2001 tarihli sözleşmenin inceleme konusu yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, 14.04.2000 tarih ve 211 sayılı kredi sözleşmesinde davacı adına atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda usulüne uygun bir şekilde inceleme yapılmadan ve rapor aldırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.