YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13511
KARAR NO : 2014/17738
KARAR TARİHİ : 10.12.2014
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2012/555-2013/533
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkili ile davalı E… ltd. Şti. arasında imzalanan alım satım sözleşmesine istinaden davalı şirkete dava konusu çekin de arasında bulunduğu 6 adet çek keşide edilip verildiği halde sözleşme konusu malların teslim tarihinde teslim edilmediğini, davalı şirketin 25.09.2012 tarihli tutanak ile sözleşme konusu malları teslim edemeyeceğini kabul ve beyan etmekle dava konusu çekin bedelsiz kaldığını kabul ettiğini, dava şirketin kredi çekmek için iş bu çeki davalı bankaya verdiğini, davalı bankanın kötü niyetli hamil olduğunu ileri sürerek müvekkilinin çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, müvekkili banka tarafından davalıya kullandırılan kredi karşılığı dava konusu çekin ibrazdan önce teminat karşılığında verildiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, söz konusu çekin temlik cirosu ile müvekkili bankaya verildiğini, müvekkili bankaya karşı şahsi def’i niteliğindeki bedelsizlik iddiasının ileri sürülemeyeceğini iddia ederek davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davalı şirket davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı şirketin, imzasını inkar etmediği 25.09.2012 tarihli tutanak içeriğine göre sözleşmeye konu inşaat malzemelerini davacıya teslim etmediği anlaşıldığından, davalı şirket hakkında açılan davanın haklı görüldüğü, davalı bankaca dava konusu çekin davalı-lehtar şirketin kredi borcuna karşılık bu kredinin teminatı olarak davalı bankaya verildiğinin davalı bankanın 16.04.2013 tarihli cevabından anlaşıldığı ve çekin de bu durumda rehin cirosu ile temliki mümkün olmayıp bu çerçevedeki cironun bir geçerliliği de bulunmadığı gerekçesiyle davalı banka yönünden de davanın kabulü gerektiğinden davacının çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacı vekilinin tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacının keşidecisi davalı şirketin lehtarı, davalı bankanın hamili olduğu çekin bedelsiz olduğu iddiasıyla İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamında bir örneği bulunan çekin incelenmesinde; davalı-lehtar tarafından diğer davalı bankaya temlik cirosu ile ciro edilerek verildiği, ciroda “rehin cirosuna” ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda Mahkemece çekin rehin cirosu ile temlik edildiği yönündeki kabulü doğru değildir. Mahkemece somut olay bakımından delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.12.12014 gününde oybirliğiyle karar verildi.