Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/13323 E. 2014/17617 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13323
KARAR NO : 2014/17617
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2013/53-2014/61

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve maaşı üzerinde haciz işlemi uygulandığını, oysa ki takip dayanağı genel kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, öte yandan bu kredi sözleşmesi kapsamında müvekkiline kullandırılmış bir kredi bulunmadığını belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; her ne kadar davacı genel kredi sözleşmesinde bulunan imzanın kendisine ait olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini istemişse de, yapılan imza incelemesinde imzanın davacı eli ürünü olduğunun tespit edildiği ve davacı iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından 07/02/2012 tarihinde 21.000,00 TL. üzerinden harç ikmal edilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak alacak davası açılmıştır.
1- Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz(HMK. madde 109/2). Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olduğu hallerde kısmi dava açılmasında alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındadır. (HMK. madde 114/4).
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise davayı dava şartı yokluğu sebebiyle reddeder (HMK. madde 115/2)
Somut olayda her ne kadar davacı tarafından kısmi dava açılmışsa da, menfi tespit isteminde bulunulan takip dosyasında alacağın miktarı belirlenmiştir.
Bu durumda mahkemece, dava ve usul ekonomisi bakımından HMK.’nın 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlaması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeksizin davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
2-Davacı talebinde kredinin kendisine ödenmediğini ileri sürmüş olup, kredi sözleşmesindeki imzanın ona ait olması kredinin kullandırıldığı anlamına gelmez. Davalı banka kredinin davacıya ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Bu yönde inceleme yapılmamış olması da kabul şekliyle isabetsizdir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin harcın iadesine, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.