Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/1327 E. 2014/16982 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1327
KARAR NO : 2014/16982
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2013
NUMARASI : 2013/156-2013/272

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. M.. Ö.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, icra takibine konu bononun müvekkili tarafından doldurulup davalıya verilmediğini, bono üzerinde bulunan rakam ve yazıların hiçbirinin müvekkiline ait olmadığını, malen kaydı bulunan bono sebebiyle davalıdan tanzim tarihi veya vade tarihi itibariyle mal ya da hizmet alınmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bononun iptaline, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, takip konusu senedin bono vasfında olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen Adli Tıp Kurumu’nun 03.12.2012 tarihli raporuna göre senetteki imzanın davacı İ.. P..’nın eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, bu durumda senet nedeniyle davacının borçlu olmadığı, senedin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takip dosyasına konu 31.08.2010 tarihli 60.000 TL bedelli senet nedeniyle davacının davalıya borcunun olmadığının tespitine, senedin geçersizliğine, davalı senetteki imzanın davacıya ait olmadığını bildiği halde kötü niyetle takip yaptığından %20 icra inkar tazminatı olan 12.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibine konu bonodaki borçlu imzasının davacıya ait olmadığı iddiasıyla İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda benimsenen Adli Tıp Kurumu’nun 03.12.2012 tarihli raporuna göre dava ve takip konusu senetteki imzanın davacı borçluya ait olmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafından yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu’ndan söz konusu raporun alınması üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet sonucu, eldeki davada karar verildikten sonra 21.04.2014 tarihli ve 2014/7708 sy. iddianameyle iş bu dosyanın davacısının sanık, davalısının ise müştekisi olduğu dava konusu bono sebebiyle resmi belgede sahtecilik suçundan ötürü kamu davası açılmış olup ceza davasının İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2014/220 E. sy. derdest olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere 818 sy. BK’nın 53. maddesi (6098 sy. TBK’nın 74. maddesi) gereği ceza hakimi tarafından tespit edilen maddi vakıa hukuk hakimini bağlar. O halde bu davanın sonucunu doğrudan etkileyecek olan anılan ceza dosyasının sonucunun HMK’nın 165. maddesi hükmü uyarınca bekletici mesele yapılması gerektiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.