Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/13249 E. 2014/17286 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13249
KARAR NO : 2014/17286
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/204-2013/802

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin SS Hacılar Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nde yürütülen proje uyarınca çektiği bir krediden dolayı ortaklık senetlerinde gerek asıl borçlu ve gerekse kefil olarak borç altına girdiğini, ancak tesadüfen krediyle ilgili olarak müvekkilinin adına düzenlenmiş 16.200-TL bedelli bir ortaklık senedi daha olduğunu öğrendiğini, bu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, sözkonusu senet nedeniyle müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının SS Hacılar Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üyesi olduğunu, kooperatif projesi için kullandırılan kredinin ödenmesi ile ilgili olarak davacıya kullandırılan kredide müvekkili bankanın aracı kurum olduğunu, sadece kredinin geri ödenmesi ve tahsilatın takibi konularından sorumlu olduğunu, bu nedenlerle sözkonusu ortaklık sözleşmesi gereğince müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca bahse konu sözleşmenin imzalanması sırasında müvekkili bankanın herhangi bir katılımının olmadığını, davacının ahır yapımı için 9.687,80-TL lik kredi kullandığını ve canlı demirbaş alımı için 16.200-TL’ lik ortaklık borçlanma sözleşmesi imzalandığını, her iki krediye ilişkin borcun Kırıkkale 3.İcra Müdürlüğü’ nün 2009/4728 sayılı icra dosyasına konu edildiğini, takibin kesinleştiğini ve davacının 7.560-TL ödeme yaptığını, davacının iddilarının aksine 16.200-TL’ lik borca ilişkin yeni ve takibe konu olmayan bir sözleşme olmadığını beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı banka nezdinde bulunan davaya konu 08/11/2007 tarihli ortaklık sözleşmesinin borç doğuran nitelikte olduğu ve sözkonusu sözleşmede davacıya atfen bulunan imzanın davacıya ait olmadığı, davacının dava konusu sözleşme gereğince davalıya borcunun bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, davacının dosyada mevcut 08/11/2007 tarihli 16.200-TL bedelli ortaklık sözleşmesi gereğince davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz etmiş olup, HMK 211 ve devamı maddeleri uyarınca davaya konu ortaklık senedinde sahtelik iddiası olduğundan imza incelemesine esas olmak üzere, sözkonusu belge tarihinden öncesine ait davacının imza örneklerini içerir evrak asılları ilgili kurumlardan getirtilerek yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davaya konu sözleşme gereğince davalı banka tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususu da araştırılmamış olup, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.