Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/13144 E. 2014/16206 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13144
KARAR NO : 2014/16206
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul (Kapatılan) 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2013/46-2013/228

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalının kredi lehtarı lehine taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettiği ipotek akit tablosu ile müteselsil kefil olduğunu, kredi ödemelerinin vadesinde yapılmaması üzerine hesap kat edilerek kredi borcu ve çek riski alacağının tahsili için borçlular hakkında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ipotek veren kişi olduğunu, kefil olmadığını, ipotek akit tablosunun önceden hazırlanmış bir metin olup müzakere edilmeksizin imzalandığını, davanın İİK’nun 67. maddesinde öngörülen 1 yıllık süreden sonra açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın ipotek aktinin sadece taşınmaz değeri ile sınırlı olup, davalının kefil kabul edilemeyeceği gerekçesi ile reddine dair verilen hükmün davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 2012/7584 Esas 2012/12935 Karar sayılı 13/09/2012 tarihli ilamıyla davacı tarafından harç yatırılmadan açılan davanın yargılamasına devam edilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, davacı tarafından dava harcı yatırılmış, davalıya ait ipotekli taşınmazın davacı alacaklı tarafından ipotek borcuna ilişkin olarak satıldığı, davalının dava konusu çeklerle ilgisinin de olmadığı ayrıca, harç yatırıldığı tarihte itirazın iptali davası için öngörülen 1 yıllık sürenin de geçtiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, banka kredi sözleşmesine dayanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dışı kredi lehdarı lehine davalının taşınmazı üzerine ipotek hakkı tesis edilmiştir.14.07.2008 tarihli resmi senedin şartlar başlıklı 1. maddesinde “….ve ayrıca yukarıdaki ipotek limiti tutarında müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olduğunu kabul ve beyan ederim.” şeklindeki düzenleme altındaki imza davalıya aittir. Bu yönde bir ihtilaf bulunmamaktadır. Aynı madde içinde ipotek limiti de 200.000,00 TL olarak belirlenmiş olduğundan kefaletin bu limit kapsamında olduğunun kabulü gerekir. İpotekli taşınmazın satılmış olması davalının ipotekli taşınmazdan doğan ipotek bedeli yönünden sorumluluğunu sona erdirse bile kefalete ilişkin sorumluluğu devam eder.
Bu yön gözetilmeden kefaletin sona erdiği gerekçesi ile davanın reddi doğru değildir. Diğer yandan ödeme emrine itiraz 26.07.2010 tarihinde yapılmış, dava İİK’nun 67’deki yasal süre içinde açılmış olup, Yargıtay Bozma ilamından sonra eksik harcın ikmalinin yapılmış olması davanın açılmasına ilişkin tarihi değiştirmez. Bu husus da gözetilmeden itirazın iptali davasının 1 yıllık yasal süre içinde açılmadığının davanın reddine gerekçe yapılması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.