Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/12994 E. 2015/379 K. 15.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12994
KARAR NO : 2015/379
KARAR TARİHİ : 15.01.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit ve ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve ihbar edilen vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde kredi lehdarı şirketin borcunu güvence altına almak amacı ile müvekkiline ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini ve buna dayalı olarak müvekkiline banka tarafından ödenmeyen borç nedeni ile ihtarname gönderildiğini, ancak ipotek sözleşmesinde müvekkilinin vekili olarak sözleşmeyi imzalayan …in vekil olduğunu gösteren vekaletnamedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin resmi belgeye dayalı olarak ipotek sözleşmesi düzenlediğini ayrıca davacının eşinin de ipotek tesisine muvafakat ettiğini, iyiniyetli olan müvekkilinin korunması gerektiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan vekili, vekaletnameyi noter olarak düzenleyen müvekkilinin iğfal kabiliyeti olan sahte kimliğe güvenerek düzenleme yaptığını belirtmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna göre, davalı banka lehine ipotek tesis edilmesine dayanak olan … tarafından düzenlenen vekaletnamede imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve ipoteğin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve ihbar edilen vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı talebi doğrultusunda kendisine dava ihbar edilen …’in davalı yanında müdahale talebinde bulunmadığı, davada taraf sıfatı olmadığı gibi mahkemece hakkında hüküm kurulmamış olduğundan, kararı kendi adına temyiz edemez, bu nedenle ihbar edilen vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davacı taşınmazı üzerinde ipotek hakkı tesis edilmesi işleminde sunulan vekaletnamedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, ipoteğin kaldırılması ve menfi tespit talebinde bulunmuştur. Mahkemece grafoloji uzmanı bilirkişisiden alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan rapor yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine elverişli de değildir. Bu durumda mahkemece, davacının vekaletname tanzim tarihinden daha önceye ait imza örneklerinin asılları ilgili yerlerden ve kendisinden istenerek, alınan imza örnekleriyle birlikte Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 208/4.fıkrasında “Resmi bir senetteki yazı veya imzayı inkar eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hakim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkar eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir” denilmektedir. Anılan bu madde hükmü uyarınca mahkemece uyuşmazlığa konu belgeyi düzenleyen noter aleyhine dava açması için davacıya süre verilerek sonucuna göre yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi de doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar edilen vekilinin temyiz isteminin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.