Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/12779 E. 2014/18260 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12779
KARAR NO : 2014/18260
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2013
NUMARASI : 2012/141-2013/996

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı yanca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkili banka ile davadışı Ş. B. T. arasında akdolunan genel kredi sözleşmesinde davalının da kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine aleyhine girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davadışı asıl borçlu Ş. B. T. ile davacı arasında akdolunan genel kredi sözleşmesinde kefil olarak yer almış ise de davaya konu edilen icra takibi dayanağının kredi kartı borcundan kaynaklandığının görüldüğünü oysa kendisinin kredi kartı borcuyla ilgili bir kefaleti bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı yanca alacak iddiasının kanıtlandığı ancak 6101 sayılı TBK’nun yürürlüğüne dair 7. maddesi uyarınca temerrüt faizine ilişkin 6098 sayılı Yasanın 120. maddesi doğrultusunda takip tarihinden itibaren %18 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiğinden bahisle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaliyle takibin asıl alacak tutarı üzerinden takip tarihinden itibaren %18 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, asıl alacak tutarı olan 10.000,00 TL’nin %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı yanca temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında; iki kez bilirkişi raporu aldırılmış ise de, bu raporların birbirleriyle çeliştiği, öte yandan hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunun ise yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, davacı banka kayıtları üzerinde mahallinde keşif yapılarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davacı alacağının dayanağının ne olduğu, davalının sorumlu bulunup bulunmadığı, sorumlu olacak ise miktarının ne kadar olduğunun tespitine yönelik konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.