Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/12548 E. 2014/17510 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12548
KARAR NO : 2014/17510
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2014
NUMARASI : 2013/319-2014/133

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, Care Promotion markasına sahip olan ve bu marka altında faaliyetlerini yürüten müvekkili şirket ile davalı arasında el temizleme jeli satışına ilişkin sözleşme kurulduğunu, ancak davalı tarafından teslim edilen ürünlerin ayıplı çıktığını, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin uğradığı toplam 846.565,87 Euro tutarındaki zararın şimdilik 5.000,00 TL’sinin ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taraf sıfatı ve dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davada 6 aylık ve 2 yıllık zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, zaman aşımı itirazında bulunduklarını savunarak davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu antibakteriyel el temizleme jellerinin davacı alıcıya son olarak 25.12.2009 tarihinde teslim edildiği, huzurdaki davanın ise 08.07.2013 tarihinde açıldığı, teslim tarihinden itibaren 6 aylık zaman aşımı süresinin fazlasıyla dolduğu gerekçesiyle davalı vekilinin zaman aşımı def’inin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 109/2. maddesi “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmünü, 115/2. maddesi ise “Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmünü içermektedir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde zarar kalemlerini açıklayarak, müvekkilinin uğradığı toplam 846.564,87 EURO tutarındaki zararın şimdilik 5.000,00 TL’sinin davalı şirketten tahsilini ve ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Dava açılırken 5.000,00 TL üzerinden harç ikmal edilmiş, daha sonra 55.000,00 TL üzerinden harç ikmal ettirilmiştir. Dava tarihi 08.07.2013 tarihidir. Davacı açıkça talep edebileceği miktarı hesaplayıp kısmi dava açmıştır, dolayısıyla alacaklı olduğu tutar belirlidir, bu nedenle kısmi dava açamaz ise de bu durumda mahkemece, dava ve usul ekonomisi bakımından HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.