Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/12462 E. 2014/16144 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12462
KARAR NO : 2014/16144
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 22. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2012/267-2014/74

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, yanlar arasında yakıtmatik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin davalıdan olan cari hesap alacağının ödenmediğini, bu yönde davalıya keşide edilen ihtarnamenin semeresiz kaldığını, alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmede vade farkı düzenlendiğini, vade farkı talebinin ise vadesinde ödenmemiş faturalar için söz konusu olabileceğini, faturasız alacaklar için vade farkı istenemeyeceğini, bu yüzden cari hesap alacağı konusunda müvekkilinin mutabık olmadığını, davacının faizi anaparaya ekleyerek tekrar faiz yürüttüğünü belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 2.2. ve 7.5. maddeleri gereğince, davacının vade farkı alacağının doğabilmesi için bu yönde fatura düzenlenmesi gerektiği, başka bir ifadeyle davacının herhangi bir fatura düzenlemeden vade farkı bedeli talep etmesinin mümkün olmadığı, tarafların ticari defterleri birbirini doğruladığı, davacının takip tarihi itibari ile mal bedeli olarak toplam 140.366,96 TL alacaklı olduğu, %15 avans faiz oranı üzerinden temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki işlemiş faiz miktarının 2.924,31 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe vaki itirazının toplam 143.291,27 TL üzerinden iptali ile asıl alacak 140.366,96 TL’sına takipten itibaren değişebilir oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyizi yönünden;
Taraflar arasındaki sözleşmenin “Ödeme, Fiyat ve Faturalama ” başlıklı 7/3. maddesinde; “Müşteri, ayın 1. ile 10. günü arasında yaptığı alımların ödemesini aynı ayın 25. gününde, 10. ile 20.gün arasında yaptığı alımların ödemesini bir sonraki ayın 5. gününde, 21. ile 30/31. gün arasında yaptığı alımların ödemesini ise bir sonraki ayın 15. gününde Total’e yapacaktır.” Ayrıca aynı sözleşmenin 7.5. maddesinde; “Total tarafından iş bu sözleşme şartları içerisinde müşteriye gönderilen bütün fatura bedelleri 7.3 maddesinde belirtilen vadesinde müşteri tarafından Total’e ödenecektir. Müşteri, ödemesini fatura aslı eline ulaşmasa bile vadesinde yapmakla mükelleftir. Müşteri faturanın gününden önce eline ulaşmadığı durumlarda fatura bedelini Total’den öğrenmek ve gününde ödemesini yapmakla yükümlüdür. Müşterinin ödemelerini vadesinde yapmaması durumunda Total geciken fatura tutarına aylık %3,5 (yüzde üç virgül beş) vade farkı uygulayarak müşteriye fatura edecektir.” şeklinde hükümler yer almaktadır.
Dolayısıyla yukarıda anılan sözleşme hükmünde, belirtilen zamanlarda alımı yapılan malların bedellerinin ödeme tarihleri açıkça gösterilmiş, bu tarihlerde ödenmeyen mal bedelleri için vade farkı tahakkuk edeceği öngörülmüştür. Başka bir ifade ile sözleşmede belirlenen vade farkı alacağının istenebilmesi için ayrıca fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının vade farkı alacağı bulunup bulunmadığı yönünden de inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeler ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.