YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12394
KARAR NO : 2014/17290
KARAR TARİHİ : 03.12.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2012
NUMARASI : 2010/338-2012/87
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. …. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01.02.2007 tarihli direkt satış noktası sözleşmesinin 7. maddesine aykırı olarak davalının bildirimde bulunmaksızın iş yeri faaliyetine son vererek iş yerini kapattığını, bu durumun Eyüp 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/123 D. İş sayılı dosyasından alınan rapor ile tespit edildiğini ileri sürerek davalının anılan sözleşme hükmünü ihlal etmiş olmasıyla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutularak sözleşmenin özel hükümlerinin 1. maddesi hükmü uyarınca davalı tarafa iskontolu olarak verilen ürünlerin dava tarihi itibariyle rayiç bedelleri toplamı olan (KDV hariç) 173.549,91 TL nin KDV’si ile birlikte şimdilik 5000 TL lik kısmının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca, sözleşmenin ihlalinden doğan 100.000 ABD Doları cezai şart alacağının şimdilik 5000 ABD Doları kısmının fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif (döviz) satış kuru üzerinden TL karşılığının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 7.1.2012 harç tarihli ıslah dilekçesi ile iskontolu ürün bedellerini 179.260,81 TL ve 5.000 ABD Doları cezai şart tutarını da 30.000 ABD doları olarak ıslah ederek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı anlaşmayla 1,5-2 yıl önce sözlü olarak fiilen sona erdirildiğini, davacının bunun üzerine ürünlerin satış ve muhafazası için müvekkili şirkete teslim edilen buzdolabı soğutucu vs. gibi menkul mallarını yetkili temsilcileri ile teslim aldığını, davacı tarafça Rekabet Kurulu kararına uyumlu hale getirilen sözleşmenin Beyoğlu 18. Noterliği’nin 20.03.2009 tarihli ihtarnamesiyle imzalanmasının ihtar edildiğini, ancak sözleşme taraflarca daha önce fiilen sona erdirildiği için sözleşmenin revize edilmiş yeni halinin müvekkilince haklı nedenlerle imzalanmadığını, müvekkilinin sicil kayıtlarından anlaşılacağı üzere resmi iş yerini terk etmediğini, cezai şart alacağı ile iskonto alacağını talep etme koşullarının oluşmadığını, talep edilen cezai şartın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlük süresi içinde Rekabet Kurulu’nun 10.9.2007 tarihli kararı gereği sözleşmenin münhasırlık şartı dışındaki hükümlerinin yürürlükte bulunduğu, davalı şirket faaliyetine son vermediğini tescilli adresinde devam etmekte olduğunu savunmuş ise de fiilen mal alım satımını durdurmak suretiyle sözleşme ilişkisine tek taraflı son verdiği ve sözleşmede faaliyet göstereceği adresin boşaltıldığı anlaşılmakla davacı tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiği sonucuna varıldığı, sözleşme süresi içinde yapılan iskontoların sözleşmenin süresinden önce sona ermesi halinde iade edileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmede cezai şart
ayrıca kararlaştırılmış olmakla talep edilen 30.000 ABD Doları cezai şartı sözleşmeyi fiilen sonlandıran davalının ödemekle yükümlü bulunduğu ,sözleşmenin hacmi, şirketin sermayesi gözetildiğinde davalının ekonomik yönden mahvına neden olacak bir tutar olmadığından tenkise de gerek görülmeyerek,10.000 ABD Doları için davadan evvel ihtarname keşide edilerek temerrüde düştüğünden temerrüt tarihinden bakiyesine de ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilerek davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 179.260,81 TL iskonto bedelinin 173.549,91 TL’sine dava, bakiyesine 7.12.2011 ıslah tarihinden, 30.000 ABD Doları cezai şartın 10.000 ABD Doları kısmına 03.07.2009, bakiyesine 7.12.2011 ıslah tarihinden itibaren, iskonto alacağına reeskont cezai şart alacağına 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarınca bir yıllık USD mevduata uygulanan en yüksek oranda döviz faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava,dava dilekçesinin ilk sayfasındaki talep kısmı ile replik dilekçesinde izah edildiği üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 5000 TL iskonto bedeli ve 5000 USD cezai şart toplamı üzerinden açılmış olup, davacı vekili 7.1.2012 harç tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini usulüne uygun olarak ıslah harcını yatırmak suretiyle ıslah etmiş, iskontolu ürün 179.260,81 TL iskontolu ürün bedeli ile 30.000 ABD doları cezai şartın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; “ davanın kabulüne, 179.260,81 TL iskonto bedelinin 173.549,91 TL sına dava, bakiyesine 7.12.2011 ıslah tarihinden, 30.000 ABD Doları cezai şartın 10.000 ABD Doları kısmına 03.07.2009, bakiyesine 7.12.2011 ıslah tarihinden itibaren ,iskonto alacağına reeskont cezai şart alacağına 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarınca bir yıllık USD mevduata uygulanan en yüksek oranda döviz faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Oysa 179.260,81 TL iskonto bedelinin 5000 TL lik kısmına dava, bakiye 174.260,81 TL sine 07.12.2011 ıslah tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalıdan tahsiline, 30000 ABD Doları cezai şartın; 5000 ABD Doları olan kısmına davalının temerrüde düşürüldüğü 03.07.2009, bakiye 25.000 ABD Doları cezai şart alacağına 07.12.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarınca bir yıllık USD mevduata uygulanan en yüksek oranda döviz faizi işletilmesine dair hüküm kurulması gerekirken 6100 sy. HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.