YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12177
KARAR NO : 2014/16800
KARAR TARİHİ : 24.11.2014
MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2011/363-2013/143
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, tarafların sebze sandığı satışı hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin mal almaya başlamadan önce davalıya boş olarak bir teminat senedi verdiğini, müvekkili almış olduğu mallara karşılık toplamda yapmış olduğu fazla ödemeyi davalıdan talep ettiğinde davalının boş olarak almış olduğu teminat senedinin bedel kısmını 25.505,00 TL olarak doldurup icra takibine konu ettiğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin ve bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinden toplam 70.218,00 TL bedelli mal aldığını, ancak bakiye 25.505,00 TL olan borcunu ödemediğini, bu nedenle müvekkilinin yasal yollara başvurmak zorunda kaldığını, takibe konu senedin bedelsiz olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalının savcılıkta şüpheli sıfatıyla alınan beyanında takibe konu bononun davacı tarafından bedel kısmı boş olarak teslim edildiğini belirttiği, dolayısıyla davacının davalıya takip miktarınca borçlu olup olmadığı üzerinde durulması gerektiği, davalı tarafından kabul edilmeyen 10.000,00 TL’lik ve 2.475,00 TL’lik çekler dışında davacının ödeme iddiaları konusunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, davacının bu iki çek yönünden davalıya ödeme yapıldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra takibi nedeniyle davalıya 13.030,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile, takibin 12.475,00 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu bononun, davacının davalıdan satın alacağı malların teminatını teşkil etmek üzere verildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda ispat yükünü üzerine almış olan davalının takibe konu bono bedeli kadar malı davacıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.