Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/12077 E. 2014/15425 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12077
KARAR NO : 2014/15425
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/58-2013/482

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkilinin aralarındaki ticari ilişki gereğince davalıya 3.500,00 TL bedelli senet verdiğini, senet bedelinin ödenmesine rağmen davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında takip borcu davalıya ödenmiş olduğundan yapılan ödemenin istirdatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile girişilen icra takibi ve takibe konu bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu bono altındaki keşideci davacı imzası inkar edilmemiştir. Bu durumda davacının bonodan ve buna dayalı takipten dolayı borçlu olmadığını yazılı delil ile kanıtlaması gerekmektedir. Davacı bu konuda herhangi bir yazılı delil sunamadığı gibi haciz sırasında düzenlenen haciz tutanağında borcu kabul ve taahhüt etmiştir. Borçluya haber verilmeden yapılan ihtiyati haciz sırasında tutanağa geçirilen beyanlar bakımından manevi cebirden söz edilebilirse de takip kesinleştikten sonra gerçekleştirilen hacizler sırasında manevi cebirden söz edilemez. Öte yandan davadan sonra yapılan ödemeler yönünden istirdada karar verilebilmesi için öncelikle davacının borçlu olmadığının saptanması gerekir.
Mahkemece belirtilen ilkeler gözetilmeksizin delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.