Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/11906 E. 2014/17695 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11906
KARAR NO : 2014/17695
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul (Kapatılan) 50. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2013/207-2014/99

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davadışı E… Halı-N. T. arasındaki ticari ilişki uyarınca davadışı bu firmanın müvekkiline borçlu olduğunu, N.T. müvekkili şirkete olan borcunun tüm fer’ileriyle birlikte, borcun nakli anlaşması ile müşterek borçlu/müteselsil kefil olmayı kabul eden davalı şirket tarafından üstlenildiğini, müvekkili şirket tarafından da bu borç üstlenmenin kabul edildiğini, bu anlaşma akabinde davalı şirketin müvekkili şirkete senetler verdiği gibi, ayrıca müvekkili lehine ipotek de tesis edildiğini, bu şekilde davalı şirketin müvekkili şirkete borçlandığının kabul edilmiş olduğunu, davalı şirketin borçlarına karşılık ipotek tesis edilen taşınmazın sonraki tarihlerde ipotekle yüklü olarak diğer davalı İ.. T..’ a devredildiğini, davalılara gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine davalılar aleyhine İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’ nün 2013/2475 sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazların iptaline ve davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili şirketin 2010 yılında yetkilisi olan davadışı Hacı Tunç’ un, davacı şirketten mal alınabilmesi için taşınmazı üzerinde davacı şirket lehine ipotek tesis ettiğini ve bu taşınmazın daha sonra ipotekle yüklü olarak diğer müvekkili İ.. T..’ a satıldığını, davacının gönderdiği ihtara cevaben gönderdikleri ihtarda da belirttikleri üzere, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı şirket yöneticisi olan H. T. borcu üstlenildiği iddia edilen davadışı N. T. eşi olduğunu, borç üstlenildiği iddia olunan tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK 556. madde yollamasıyla TTK 334. madde gereğince, ortaklar umumi heyetince alınan bir karar olmadığından, davadışı H. T. yetkilisi olduğu şirket adına eşinin borçlarını üstlenmesinin batıl olduğunu, ana sözleşmede de bu şekilde kefil olunmasına yönelik bir hüküm olmadığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu takibin, davadışı E… Halı-N.. T.. borçlarının davalı şirket tarafından üstlenilmesinden kaynaklanan borca ilişkin olduğu, borcun nakli anlaşmasını davalı şirket adına imzalayan H. T., N. T. eşi olduğu hususunda taraflar arasında çekişme olmadığı, TTK 395. (Mülga TTK 334 md.) maddesine göre, “Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz. Aksi halde şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393.ncü maddede sayılan yakınları şirkete nakit borçlanamaz, bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz, aksi halde, şirket borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişilerin, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir.” denildiği, dosyada mevcut sicil kayıtlarından, davalı şirketin temsilcisi olan H. T. genel kuruldan izin almadan, eşi olan N. T. davacı şirkete olan borcunu, davalı şirket adına üstlendiği ve üstlenilen bu borç için gayrimenkulünü ipotek verdiği, buna göre, yapılan işlemin batıl olduğu ve dolayısıyla bu borcun teminatı olarak düzenlenen ipoteğe dayalı olarak da takip yapılamayacağı gerekçeleriyle, davanın reddine ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı şirket tarafından davadışı E… Halı-N. T. satılan mal bedelinden bakiye borç ödenmediği için taraflar arasında yapılan borcun nakli sözleşmesi uyarınca borç, davalı E… Halı Mobilya Elektronik Day. Tüketim Malları San. Tic.Ltd.Şti. tarafından üstlenilmiştir. Diğer yandan, davacının E….Halı Mobilya Elektronik Day. Tüketim Malları San. Tic.Ltd.Şti.nden olan şirket yönünden doğacak alacaklarının teminatı olmak üzere de davadışı H. T.tarafından davacı şirket yararına ipotek tesis edilmiştir. İpotekli taşınmaz, maliki H. T. tarafından davalı İ.. T..’ a ipotek ile yükümlü olarak satılmıştır. Taraflar arasındaki akdi ilişkiler çerçevesinde asıl borçlu davadışı E… Halı (N. T.) davadışı H. T. eşi olup, adı geçen H. T. aynı zamanda davalı şirket E… Halı Mobilya Elektronik Day. Tüketim Malları San. Tic.Ltd.Şti. ‘ nin temsilcisi ve ipotek verendir. Ayrıca, davalı şirket iki ortaklı bir limited şirket olup, diğer ortak İ.. T.. dava konusu ipotekli taşınmazı satın alan kişidir. Hal böyle olunca, taraflar arasındaki organik bağ gözetildiğinde, davalı E.. Halı Mobilya Elektronik Day. Tüketim Malları San. Tic.Ltd.Şti.nin, davadışı E.. Halı(N. T.)’ nın borçlarını üstlendiği ve taşınmazın mal kaçırmak amacıyla devrinin sağlandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 14.06.2013 tarih ve 2012/1605 E.-2013/848 K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, organik bağ dikkate alınarak, davacının alacağının tespiti ile, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, eksik incelemeyle ve delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.