YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11664
KARAR NO : 2014/16177
KARAR TARİHİ : 13.11.2014
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 47. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/03/2014
NUMARASI : 2012/314-2014/115
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava dışı S.. firmasından alınacak mallara karşılık 550.000,00 TL bedelli çekleri verdiklerini, S.. firmasının üretimi durdurması nedeni ile çeklerin karşılığında mal alınamadığını, bu nedenle çeklerin bedelsiz kaldığını, davalı şirketin çekleri ciro ile temlik aldığını, faktoring şirketi olan davalının çekleri bu şekilde iktisap edemeyeceğini, borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı şirkete ödenen Akbank istasyon Şubesine ait 07.07.2012 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli çeke yönelik 39.215,00 TL, Akbank İ.. Şubesine ait 23.06.2012 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli çek, Garanti Bankası Porsuk Şubesine ait 30.06.2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli çeklere yönelik 52.297,88 TL, Garanti Bankası P.. Şubesine ait 31.07.2012 tarihli 20.000,00 TL bedelli çek için ödenen 27.500,00 TL paraların davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirkete 17.04.2009 tarih ve 11529 sayılı Genel Faktoring Sözleşmesine istinaden, müşterisi S.. Hızlı Konut Sistemleri ve Y.. A.Ş. tarafından faktoring borcuna mahsup edilmek ve faktoring işleminin teminatı olmak üzere kayıtsız şartsız ciro yolu ile müvekkili şirkete geçtiğini, müvekkili şirketin çeki kötü niyetle ve bile bile borçlu zararına hareketle iktisap etmiş olduğu ve iktisapta ağır bir kusuru bulunduğunun sabit olmadığını, yapılan faktoring işleminin Faktoring Kanunu’na uygun olduğunu ve faturaya dayandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacı şirketin, davalı şirketin bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalıya verilen çeklerin kambiyo hukuku bakımından mücerretlik ilkesi gereğince kayıtsız şartsız keşide edildiği ve ciro yoluyla davalıya geçtiği, davalı şirketin çekleri kötü niyetle, ağır kusurla iktisap ettiğine dair bir delil de sunulmadığı, dosyada örnekleri ibraz edilen faturalar ve faktoring sözleşmesine istinaden aldığı çekleri icra takibine koyduğu, çekleri iktisabında bir kusuru olmadığı, hamilin keşideci davacı şirket ile dava dışı Stroton Şti. arasındaki borcun doğuş sebeplerinin davalıyı etkileyemeyeceği, davacının çeklere yönelik imza inkarında bulunmadığı gibi, çekleri dava dışı şirkete verdiğini kabul ettiği, bu durumda davacının dava konusu çeklerden dolayı faktoring şirketine yaptığı ödemelerde faktoring şirketinin sorumluluğunu gerektirecek yasal bir durum olmadığı, bu nedenle davacının istirdat talebinde bulunmasının Faktoring Kanunu ve TTK hükümleri uyarınca mümkün görülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, factoring işlemine konu olan çeklerin avans olarak dava dışı stroton şirketine verildiğini ve bu çeklere karşılık dava dışı satıcı şirketin mal teslim etmediğini belirterek menfi tespit-istirdat isteminde bulunmuştur. 10.10.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik m. 22/2 hükmü uyarınca, faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak, fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Faktoring şirketleri belirtilen yönetmelik hükmü uyarınca alacağı temlik alabilirler. Faktoring işlemi alacağın temliki hükümlerine tabi olduğundan davacı kambiyo borçlusu, temlik eden durumundaki önceki alacaklısına karşı yani satıcı şirkete karşı ileri sürebileceği def’i ve itirazları factoring şirketine karşı da ileri sürebilir (BK. m. 167/1, TBK. m. 188/1). Mahkemece, uyuşmazlığın belirtilen bu ilkeler çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin harcın iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliyle karar verildi.