YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11585
KARAR NO : 2014/13062
KARAR TARİHİ : 08.09.2014
MAHKEMESİ : Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıfatıyla)
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2011/315-2013/373
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında daire alım satımına ilişkin düzenlenen sözleşme uyarınca müvekkilinin daire satışı karşılığında davalı şirkete 90.000,00 TL ödeme yaptığını, bu tutarın 60.000,00 TL’lik kısmını ödemek için bir borçlusundan 7.000,00 TL indirim yaparak alacağını tahsil etmek zorunda kaldığını, davalının ise ifadan kaçındığını ve ticari teamüllerle dürüstlük kuralına aykırı davranarak taşınmazı başka bir şahsa sattığını, satış parasının 30.000,00 TL’lik kısmını 21/07/2011 tarihinde, 60.000,00 TL’lik kısmını ise 28/07/2011 tarihinde iade ettiğini, ancak müvekkilinin zararını karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya ödenen tutarların ödeme tarihlerinden geri ödeme tarihine kadar işleyecek faizleri toplamı 1.500,00 TL’nin ve müvekkilinin uğramış olduğu menfi zarar bedeli 7.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24/06/2013 havale tarihli dilekçesi ile, faiz taleplerini 266,80 TL artırmak ve dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek faiz talebinde bulunmak suretiyle talep sonucunu ıslah ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşme edimlerini zamanında yerine getirmemesi nedeniyle ağır kusurlu olduğunu, davacının defalarca uyarıldığını, müvekkilinin daha fazla zarar etmemek için daireyi satmasını müteakip davacının kötüniyetli hareket ederek müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında bakiye bedelin bir kısmını müvekkilinin hesabına yatırdığını, müvekkilinin daha sonra hesaplarını kontrol ettiğinde yatırılan bedelleri gördüğünü ve davacı tarafa yatırmış olduğu tüm paranın 21/07/2011-26/07/2011 tarihleri arasında iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi evi başkasına sattığı, almış olduğu parayı zamanında iade etmediği, böylece davacının faiz gelirinden mahrum kalmasına neden olduğu, davacının parayı tedarik etmek için üyelerine indirim yapmak zorunda kalarak ayrıca zarara uğradığı, tacir olan davalının bu zararları telafi etmesi gerektiği, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle mahrum kalınan faiz geliri yönünden davanın kabulüne, menfi zarar talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan gayrimenkul satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu durumda herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. Davacı taraf satış bedeli olarak ödemiş olduğu parayı davalıdan 21/07/2011, 22/07/2011 ve 26/07/2011 tarihlerinde iade almış ve iade alırken faiz hakkını saklı tutmamıştır. Bu durumda ödemiş olduğu sözleşme bedeli 90.000,00 TL için iade aldığı tarihe kadar faiz talep edemez.
Davacının menfi zararı yönünden ise sözleşmenin ifası için yapmış olduğu gider ve masrafları istemesi mümkündür. Ne var ki bu yönde dosyaya sunulan deliller menfi zararı ispata yeterli değildir.
Hal böyle olunca açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile delil takdirinde hataya düşülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.