Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/11572 E. 2014/15261 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11572
KARAR NO : 2014/15261
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2010/751-2013/218

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının, müvekkili ile arasındaki bayilik sözleşmesini süresinden önce haksız olarak feshettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL kar mahrumiyeti, 10.000 TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 20.000 TL.nin fesih tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, sözleşmenin süresinden önce ve haksız olarak feshinin söz konusu olmadığını, davacının akdetmiş olduğu sözleşme ile üstlendiği edimler hilafına müvekkilinden talepte bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili, 18.06.2013 tarihli dilekçesi ile dava bedelini ıslahla toplam 101.147,40 TL.ye çıkarmıştır.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı ile dava dışı B. Petrol AŞ. arasında yapılan sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davalının, davacı ile B. Petrolcülük AŞ.(M.) arasında akdedilen 01.01.2009 tarihli sözleşme kapsamında olan bayiler arasında bulunduğundan, dava tarafları arasındaki sözleşmenin yürürlükte kalmasının bir anlamı olmayacağı, dava tarafları arasındaki sözleşmenin hangi durumlarda feshedilmiş sayılacağının 01.01.2009 tarihli sözleşmede açıkça belirtilmiş olması nedeniyle davalının feshinin haklı nedene dayandığı, davacı vekilinin kar mahrumiyeti ve cezai şart taleplerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı şirketin, dava dışı B. Petrolcülük AŞ.’nin istasyonunda akaryakıt bayi olarak, adı geçen firmanın tescilli markası olan Moil amblemi altında akaryakıt satış ve servis istasyonundaki LPG ünitesinde satışını gerçekleştirdiği LPG ikmali konusunda dava dışı B. Petrolcülük AŞ.’nin bilgi ve onayı dahilinde davacı ile akdi ilişkiye girerek 10.07.2006 tarihli LPG Otogaz bayilik sözleşmesi akdettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacının, dava dışı B. Petrolcülük AŞ. ile akdettiği 01.01.2009 tarihli sözleşmenin 14.maddesinin fesih başlıklı B bendinin 4.fıkrasında sözleşmenin haklı feshi halinde davacının en geç fesih tarihinden sonraki 6 (altı) aylık periyod sonunda sözleşme kapsamında tüm bayilere yönelik ikmalinin kesileceği düzenlenmiştir.
Dava dışı B. Petrolcülük AŞ.’nin davacıya gönderdiği 04.08.2008 tarihli fesih ihbarnamesinde, fesih ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 3 ay sonra sözleşmenin feshedileceği ve fesihe müteakiben başlayacak 6(altı) aylık periyodun sona ermesine kadar istasyonlara yönelik ikmal faaliyetinin sona erdirilmesi ve bayilerle yapılacak fesih mutabakatlarının şirketlerine iletilmesini bildirmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalının sözleşmenin hükümsüz hale geleceği tarih dolmadan sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı irdelenip tartışılarak, gerektiğinde konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.