Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/11473 E. 2014/15256 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11473
KARAR NO : 2014/15256
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Antalya(Kapatılan) 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2012/86-2014/124

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan B.. T.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkillerinin ortak ve şirket yetkilisi bulundukları H. San. ve Tic.A.Ş.’ nin diğer bir ortağı olan Hasan Kalaycı’ nın vefatı üzerine hisselerinin oğlu olan M.. K..’ ya geçtiğini, müvekkillerinin 2008 sonlarında hisselerini yapılan sözleşme ile hisselerini davalı M.. K.. ile istediği kişilere devrettiklerini, bu nedenle şirkete ait tüm ticari defter, banka belgelerini, makbuzlar vs. nin davalı M.. K..’ ya evrak hiç kontrol edilmeden teslim edildiğini, müvekkillerinin kredi almak için teminat olarak İş Bankasına verdikleri, tanzim ve vade tarihi bulunmayan, kredi ilişkisi bitince iade edilen dava konusu senetlerin davalı M.. K.. tarafından ciro edilerek diğer davalı tarafından icra takibine konulduğunu, bedelsiz kalan bonoların rıza dışında kötüniyetle M.. K.. tarafından elde edildiğini, davalı B.. T..’ nin de vade tarihinden sonra senetleri cirolayarak tahsil etmeye çalıştığı için kötüniyetli olup, vade tarihinden sonra yapılan cironun alacağın temlik hükümlerine tabi olduğunu iddia ederek takip konusu bonolardan dolayı müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile bonoların iptaline ve lehlerine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı B.. T.. vekili cevabında, müvekkilinin dava konusu senetleri ciro yolu ile edinen iyiniyetli 3. kişi olduğunu savunarak davanın reddi ile davacıların tazminata mahkum edilmelerini istemiştir.
Davalı M.. K.. vekili cevap dilekçesinde, davacıların müvekkiline olan borcu için dava konusu senetleri ciro ederek verdiklerini, iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddi ile davacılar aleyhine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
Mahkemece takip ve dava konusu senetlerin, bankada kullanılan kredinin teminatı olarak verilip, iade alınan ve davacıların şirket hisselerini devri ile şirkete ait belgelerin davalıya teslimi sırasında söz konusu belgelerin arasında olduğu iddiasına karşılık davalı M.. K..’ nın senetlerin şirket ortaklığının tasfiyesi nedeniyle davacıların kendisine olan borçları nedeniyle düzenlenen senetler olduğunu savunmuş olup, bu durumda senetlerin nakden kaydını içermesi gerekirken malen kaydını içerdiği, ceza dosyası ile bankadan gelen cevap, belge ve tanık anlatımlarından dava dışı H. A.Ş.’ nin banka ile kredi ilişkisi nedeniyle teminat olarak senetlerin düzenlenip, kredi ilişkisinin sonlandırılması üzerine senetlerin banka tarafından şirkete iade edildiği, ortaklığın tasfiyesinden sonra şirketin tüm ticari kayıt ve belgelerinin davalı M.. K..’ ya teslimi kapsamında sözkonusu senetlerin davalı M.. K..’ nın eline geçtiği ve diğer davalıya ciro edildiği, davalı B.. T..’ nin H. A.Ş. ile aralarında ticari ilişki olduğunu ileri sürmesine rağmen şirket defterlerinde ticari ilişki bulunduğu ve senetler nedeniyle şirketin borçlu olduğuna ilişkin bir kaydın bulunmadığı, ayrıca bu savunmanın şirket ortağı davalı M.. K..’ nın senetlerin düzenlenme sebebi ile ilgili ileri sürdüğü davacılardan şirket ortaklığının tasfiyesi nedeniyle doğan alacağın ödenmesi amacıyla düzenlendiği yönündeki savunmayla birbirini doğrulamadığı birlikte değerlendirildiğinde senetlerin malen düzenlenmiş olması nedeniyle davacılar, davalı M.. K.. ile birlikte ortağı oldukları H. A.Ş. ile aralarında ortaklık ilişkisi dışında malen düzenlenmesini gerektiren ticari ilişkinin bulunmadığı, her iki senedin H. A.Ş’ nin banka ile kredi ilişkisinin teminatını oluşturmak üzere ödeme tarihi boş olarak bankaya verilen senetler olduğu, davalı B.. T.. ciro yolu ile hamil olsa da, ciro eden M.. K.. ile aralarında ticari ilişki bulunmaksızın senedin takibe konulmasını sağlamak üzere gerçekte alacaklı olmadığı M.. K..’ nın cirosu ile takip alacaklısı sıfatını kazanmakla kötüniyetli olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı B.. T.. vekilince temyiz edilmiştir.
1.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı B.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Somut olayda temyiz eden davalı B.. T..’ nin senetlere, ciro yoluyla hamil olup, ciroların vadeden sonra yapılmış olması tek başına adı geçen davalının takibinde kötüniyetli olduğunu göstermeyeceğinden kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı B.. T.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı B.. T.. yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.