YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11406
KARAR NO : 2014/15250
KARAR TARİHİ : 16.10.2014
MAHKEMESİ : Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2011/910-2014/222
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını tahsil için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, Elmadağ İcra Dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı bankadan geçmiş zamanda kredi kullandığını ancak ödediğini, borcu bulunmadığını savunarak davanın reddi ile lehine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalının takip tarihi itibariyle davacı tarafa toplam 4. 385,08 TL borcu olduğu, itirazın haklı ve yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava konusu icra takip talebinde toplam 4.385,08 TL alacak istenmiş ancak icra müdürülüğünce çıkarılan ödeme emrinde 4.450,45 TL toplam alacak gösterilmiş ve dava ödeme emrindeki miktar üzerinden açılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı alacağın 4.385,08 TL olduğu belirtilmiş ve mahkemece anılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçede belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında miktar belirtilmeden davanın kabulüne ifadelerine yer verilmiştir. Bu durumda mahkemece davanın icra takip talebindeki miktar üzerinden mi, yoksa ödeme emrindeki miktar üzerinden mi kabul edildiği konusunda tereddüt yaratılmıştır. Ödeme emrinin takip talebine uygun şekilde çıkarılması gerektiğine ilişkin yasal düzenleme gözetildiğinde bu şekilde oluşturulan hüküm 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddi ile, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.