Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/11390 E. 2014/13339 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11390
KARAR NO : 2014/13339
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/99-2013/278

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, faturaya dayalı alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, davanın Tokat Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, takibe konu borcun ödenerek kapatıldığını, bu nedenle faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiğini, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davalı borçlunun taraflar arasındaki ticari ilişkiye herhangi bir itirazının bulunmadığı ancak borcun ödenerek kapatıldığını savunduğu ayrıca sunduğu fatura suretinde “kredi kartı ve nakit satış ile fatura bedeli tahsil edilmiştir. 05.12.2011” ibaresinin yer aldığı, ibarenin altında D. Gıda ve İth. Maddeleri San. Tic. Ltd. Şti kaşesi ve isimsiz imza bulunduğu, davacı alacaklının bu ibareyi kabul etmeyip, imza inkarında bulunduğu, bunun üzerine davalı borçluya, imzanın kime ait olduğunun bildirilmesi aksi halde davacının irsaliyeli fatura altındaki imza ve kaşenin kendilerine ait olmadığı yönündeki beyanını kabul etmiş sayılacaklarına ilişkin ihtar çıkarılarak tebliğ edildiği ancak davalı tarafın imzanın hangi şirket çalışanına ait olduğunun bilinmediğini bildirdiği, ayrıca kredi kartı ile bir kısım borcun ödendiği yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre; “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Aynı Kanunun 10. maddesine göre; “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 6098 sayılı TBK’nun 89/1 maddesinde, bir miktar para alacağına ilişkin davaların alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 14/1 maddesinde ise; “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” hükmü getirilmiştir.
Belirtilen yasal düzenlemeler karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalının yerleşim yeri Tokat olup, davacının muamele merkezinin de Tokat’ta olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davanın Kayseri’de açılabilmesi için faturalarda davacının şube adresi olarak gösterilen Kayseri’deki şubesi ile davalı arasında yapılan alım satım işlemlerinden doğduğunun saptanması gerekmektedir. Uyuşmazlık şubenin işlemlerinden değil de, davacının muamele merkezinin işlemlerinden kaynaklanıyor ise o takdirde yetkili mahkemenin Tokat olduğunun ve yetki itirazının kabulü gerekir. Aksine işlemlerin şubenin işlemi olduğunun saptanması halinde ise yetki itirazının reddi gerekecektir Yetki itirazının hadise şeklinde inceleneceği ve yukarıdaki ilkeler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.