Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/1137 E. 2014/4617 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1137
KARAR NO : 2014/4617
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2012
NUMARASI : 2011/108-2012/79

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin diğer davalı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, bu sözleşmelerden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, davalılar ve diğer borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkilinin alacağının 7.000.000,00 TL’lik maksimal ipotek tutarının üzerinde olması sebebiyle alacağın ipoteği aşan kısmı için davalılar hakkında başlatılan ilamsız icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu belirterek itirazların iptali ile takibin 8.212.366,92 TL’den ipotek limiti olan 7.000.000,00 TL düşüldükten sonra kalan 1.212.366,92 TL üzerinden ve ayrıca 5.509.530,48 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %80 oranında, 86.777,06 TL asıl alacağa ise takip tarihinden itibaren %34,64 oranında faiz yürütülerek devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözünü etmediği rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte tespit edilen rehinli araç bedellerinin iş bu takipte talep edilen ticari taşıt kredisinden kaynaklanan alacak miktarının üzerinde olduğunu, dolayısıyla bu takipte mükerrer talepte bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, talep edilen faiz oranının da doğruluk ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkili Hasan Bozoğlu’nun bu ilişkide kefil sıfatıyla sorumluluğunun olmadığını, sadece ipotek veren şahıs sıfatıyla sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı şirket ile davacı banka arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin davalı Hasan Bozoğlu tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığı, davacı bankanın alacağının 7.000.000,00 TL’lik kısmı için yürütülen ipotekli takip devam ederken ipotekle teminat altına alınamayan borç miktarının tahsiline yönelik başlatılan ilamsız takibinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı bankanın takip tarihi itibariyle her iki davalıdan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi nedeniyle 5.509,530,48 TL asıl alacak olmak üzere toplam 7.926,377,85 TL alacaklı olduğu, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmeleri nedeniyle 83.220,56 TL asıl alacak olmak üzere toplam 96.292,85 TL alacaklı olduğu, her iki krediden kaynaklanan toplam alacak miktarı olan olan 8.022.670,60 TL’den 7.000.000,00 TL ipotek miktarı düşüldükten sonra kalan 1.022.670,60 TL tutarındaki alacağa yönelik itirazın iptalinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.022.670,60 TL tutarındaki alacağa yönelik itirazın iptaline, takibin 1.022,670,60 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren %80 temerrüt faizi yürütülmesine, 20/07(2011 tarihinde yapılan 6.061,50 TL’lik ödemenin dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili 7.000.000,00 TL limitli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen takipte üst limit ipoteği olduğu gerekçesiyle faiz talep edemediğinden saklı tuttuğu faiz alacağı yönünden iş bu davanın temelini oluşturan ilamsız icra takibinde diğer talepleri yanında 7.000.000,00 TL’ye de takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isteminde bulunmuş olup mahkemece bu istem yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.