Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/11202 E. 2014/14111 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11202
KARAR NO : 2014/14111
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 42. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2011/266-2013/242

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu senetlerdeki ciro imzasının ve Genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini, senetlerin iptalini ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, birleşen İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/398 Esas sayılı dosyasında, davalının takibe konu yaptığı senetteki ciro imzasının müvekkiline ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile senedin iptaline ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, birleşen İstanbul Asliye 27.Ticaret Mahkemesinin 2011/343 Esas sayılı dosyasında takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile lehlerine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, birleşen İstanbul 48.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/362 Esas sayılı dosyasında, davalı bankanın müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi yaptığını, takibe konu senetlerde müvekkilinin lehtar olduğunu, ancak müvekkilinin senet borçlusu ile hiçbir ilişkisi olmadığını, senedin kredinin teminatı olarak bankaya verildiğini, kredi sözleşmesindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitine, senetlerin iptaline ve davalının tazminatla cezalandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen davalara yönelik cevabında, icra takibine dayanak senetlerin davacı tarafından veya onun yetkili kişilerce bankalarına teslim edildiğini, davacının salt icra takibini geciktirmek ve semeresiz bırakmak için dava açtığını savunarak davaların reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre, asıl ve birleşen davalara konu, takip dayanağı senetlerdeki imzaların ve 15.10.2008 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesi ile 24.10.2008 tarihli kredi limitinin arttırılmasına ilişkin sözleşmenin altındaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı, sahtecilik def’inin senedin hükümsüzlüğüne yönelik def’i olup, mutlak def’i mahiyetinde bulunduğu, herkese karşı ileri sürülebileceği, İİK’nun 72/5 maddesinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davaların konusu olan bonolarda davacı, lehtar durumunda olup, bonolar arkasındaki ciro şerhlerinden bonoların bir kısmının davacıya vekaleten Mustafa Fettahlı tarafından imzalandığı, bir kısmının ise Ali Fettahlı tarafından ciro edildiği görülmektedir. Dosyaya sunulan 03.02.2009 tarihli vekaletname örneğinden senetleri ciro eden Mustafa Fettahlı ve Ali Fettahlı’nın anılan vekaletname uyarınca “Senn İnşaat Sanayi ve Ticaret firması sahibi A.. F..”nın vekili olarak atandıkları anlaşılmaktadır. Ali Fettahlı’nın Ankara 4.Noterliği’nce düzenlenen 15.01.2008 tarihli vekaletnameye istinaden Mustafa Fettahlı’ya vekil tayin ettiği görülmektedir. Sözü edilen vekaletnamede bonodan söz edilmemekle birlikte vekaletname içeriğinden çok geniş yetkilerin verilmiş olduğu ve bu nedenle senetleri ciro eden adı geçen kişilerin ticari mümessil olarak kabulü gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece dava konusu senetlerin davacıya vekaleten imzalanmış olup olmadığı hususları üzerinde durulup, gerektiğinde bu çerçevede imza incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.