Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/11190 E. 2014/13455 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11190
KARAR NO : 2014/13455
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 33. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2011/350-2012/280

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı bir şirket arasında akdedilen genel kredi ve teminat sözleşmelerinin davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kullandırılan krediye ilişkin borcun ödenmesi yönünde gönderilen ihtarnamelere rağmen borcun ödenmediğini, nakdi alacağın tahsili ve gayrinakdi alacağın depo edilmesi amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız kısmi itirazları ile durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, ayrıca takip sonrası nakde dönüşen 285.000,00 TL’lik alacağın 25/08/2010 tazmin tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek %99 temerrüt faizi ve %5 bsmw ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı bankanın asıl alacak talebinin fazla olduğunu, hem TL hem de yabancı para alacağı için talep edilen faiz oranı ve faiz tutarının da fahiş olduğunu, davacının çek bedellerinin depo edilmesine ilişkin talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; kredi sözleşmesi hükümleri, yerleşik Yargıtay içtihatları, bankacılık kanunu hükümleri, bu konudaki TCMB genelge ve tebliğ hükümleri kapsamında davalı itirazlarının faiz oranları ve depo istemleri konusunda yerinde olmadığı, ancak nakdi alacaklar yönünden itirazlarının kısmen haklı bulunduğu, tarafların tacir olması ve ihtilafın ticari iş niteliğinde olması nedeniyle yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 ve 6102 sayılı yasa hükümlerinin faiz oranları ile ilgili olarak uygulanamayacağı, sözleşme hükümleri gereği serbestçe belirlenen akdi ve temerrüt faiz oranları üzerinden yapılan hesaplama içerir bilirkişi raporlarının hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların nakdi alacak talebine yönelik kısmi itirazlarının kısmen iptaline, takibin TL cinsi alacaklar yönünden toplam 346.557,34 TL üzerinden ve asıl alacak 181.289,98 TL’ye yıllık %99 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle sürdürülmesine, takibin yabancı para cinsi alacaklar yönünden toplam 25.202,82 USD üzerinden, asıl alacak 16.709,05 USD’ye yıllık %33 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle ve davacı bankanın fiili ödeme tarihindeki döviz satış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığı ile birlikte davalıdan tahsili suretiyle sürdürülmesine, takip tarihinden sonra tazmin edilen TL cinsinden banka
teminat mektubu dikkate alınarak bakiye 400.592,18 TL teminat mektubu tutarının takip talebinde belirtildiği şekilde davalılarca depo edilmesine, bu teminat mektubu tutarının tazmin tarihinden borç ödeninceye kadar yıllık %99 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile davalılardan bakiye tazmin bedeli ile birlikte tahsili sureti ile takibin sürdürülmesine, talep edilen 59.500,00 TL çek yaprağı garanti bedelinin takip talebinde belirtildiği şekilde davalılarca depo edilmesine, takip talebindeki 1.340.933,50 Euro teminat mektubu bedelinin dava tarihi sonrasında bankaca tazmini nedeniyle mahsup edildiği anlaşıldığından bu hususun icra müdürlüğünce infaz sırasında dikkate alınmasına, söz konusu teminat mektubunun takip tarihinde belirtildiği üzere tahsil tarihine kadar bankanın fiili ödeme tarihindeki satış kuru üzerinden davalılarca depo edilmesi talebi kapsamında takip talebinde belirtilen şekilde faizi ve bsmw’si ile birlikte tahsili sureti ile sürdürülmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılardan Sistek A.Ş. dışında kalan davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılardan S. A.Ş. dışında kalan davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalılardan S.A.Ş.’nin Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/910 Esas sayılı dosyasında 19/12/2012 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği bildirilmektedir. Bu durumda anılan davalı yönünden görülmekte olan itirazın iptali davasında İİK 194 ve devamı maddeleri uygulanmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde davalı kefillerin kredi borçlusuna verilen ve henüz bankaya ibraz edilmemiş bulunan çek yapraklarının yasa gereği ödenmesi gereken zorunlu tutar karşılıklarının deposunun istenebileceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle halen meri olan çeklerin zorunlu karşılıklarının deposunun kefillerden talep edilemeyeceği gözetilmeden bu yönde depo kararı verilmesi isabetsizdir.
4-Davacı vekili dava dilekçesindeki taleplerini açıklama zımnında 25/08/2010 tarihinde tazmin edilen TL cinsi teminat mektubu için 285.000,00 TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla mahkemece 285.000,00 TL’nin tazmin tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesi gerektiğini bildirmiş ve bu beyanlarını yargılamada da tekrar etmiştir. Bu durumda tazmin edilen 285.000,00 TL için tazmin tarihinden itibaren sözleşme ile belirlenen temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüte yol açacak şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan halen meri olan 400.592,18 TL cinsinden teminat mektubu yönünden depo kararı verilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
Euro cinsinden teminat maktuplarına gelince, 1.340.933,50 Euro cinsinden teminat mektubu için takip ve davada depo istenilmiş ise de söz konusu teminat mektubunun 17/01/2011 tarihinde tazmin edildiği davacı tarafından bildirilmiş olup bu durumda anılan teminat mektubu yönünden tazmin tarihinden itibaren sözleşme ile belirlenen temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken bu yönde de infazda tereddüte yol açacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan S. A.Ş. dışında kalan davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.