Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/11143 E. 2014/15986 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11143
KARAR NO : 2014/15986
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 23. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2012/20-2013/336

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın şubesinde bulunan maaş hesabından müvekkilinin izni ve bilgisi dışında 4.000 TL çekildiğini, müvekkilinin davalıya bu nedenle 150,30 TL faiz ödemek zorunda kaldığını, yine müvekkilinin hesabından EFT yoluyla başka bir hesaba 185 TL’nin aktarıldığını ileri sürerek, davalıya 4.150,30 TL borçlu olunmadığının tespitine, 335,30 TL’nin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacının müvekkiline bildirdiği telefon numarasına kısa mesajla tek kullanımlık şifre gönderildiğini, internet bankacılığının yapılabilmesi için gereken tüm güvenlik önlemlerinin müvekkili tarafından alındığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının telefonunda işlemin yapıldığı tarih ve saate ilişkin kısa mesaj kaydının bulunduğu, davalı bankanın savunmasına itibar edilmesi gerektiği, davalı bankaya herhangi bir kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı bankanın, İnternet Bankacılığında günümüzün en son teknolojik gelişmelerinden yararlanmak suretiyle alması gereken güvenlik tedbirlerinin tümünü alıp almadığı, bundan dolayı davalının İnternet Bankacılığı sisteminde güvenlik zafiyeti oluşup oluşmadığı konusunda bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği görülmüştür. Bankalar objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden doğan hafif kusurlarından dahi sorumludur. Bu durumda sadece davacıya veya yetkili kıldığı kişiye ödeme yapmakla borcundan kurtulabilecek olan bankanın davacının hesabından çekilen paranın tamamından sorumlu tutulması mümkün olabilecektir. Davalının izni ve bilgisi dışında hesabındaki paranın 3.kişi tarafından sahtecilik yoluyla başka bir hesaba aktarılarak çekilmesi vakıası, bankanın objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının kurulmasına yeterli olan olgular olup, 6098 Sayılı TBK’nun 116. maddesi hükmünün koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı araştırılmalıdır. Mahkemece, bu açıklamalar doğrultusunda konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.