YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11068
KARAR NO : 2014/15983
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2013
NUMARASI : 2013/102-2013/325
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, ihtarname tebliğine rağmen davalının borcunu ödememesi üzerine kredi alacağının tahsili için yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinden herhangi bir kredi alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda 01.07.2012 tarihinden itibaren TBK’nun 120. maddesi gereğince temerrüt faizine üst sınır getirildiği, bu hükümdeki sınırlamanın Türk Ticaret Kanunu’ndaki düzenlemeleri de kapsadığı gerekçesiyle icra takip dosyasında itirazın kısmen iptaline karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı banka tarafından takipten önce davalıya gönderilen hesap kat ihtarının tebliğ edildiği ve davalının buna göre temerrüde düştüğü görülmüştür. O halde mahkemece temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığı gibi kat ihtarından sonra yapılan ödemeler dikkate alınarak icra takip tarihi itibarıyla asıl alacak ve işlemiş faiz alacağının ayrı ayrı tespiti gerekirken, eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilmesi isabetsizdir.
Diğer yandan araflar arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikteki banka genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanmaktadır. Anılan sözleşmelerin 39. maddesinde temerrüt faizi düzenlenmiştir. Davacının temyizi somut olayda temerrüt faizine ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 120. maddesinin uygulanamayacağına ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 120. maddesinde temerrüt faizi düzenlenmiş ve temerrüt faizinin belirlenmesinde sınırlama getirilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. maddesinde ise TBK’nın 120. madde hükmünün görülmekte olan davalarda uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda somut olay bakımından TBK’nın 120. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerekmektedir. Bazı hukukçular anılan yasa hükmünün ayrım gözetmeksizin ticari işlerde de uygulanacağını savunmakta ise de, Dairemizin uygulaması 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddelerinde akdi ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların ticari işlerde uygulanamayacağı yönündedir.
Zira 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 3. fıkrasında ise tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuş, başkaca bir istisna getirilmemiştir. Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir. Mahkemece somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı banka vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.