YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10969
KARAR NO : 2014/15976
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2014
NUMARASI : 2012/88-2014/24
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine, müvekkilinin imzalamadığı, matbu olarak tanzim edilmiş taahhütname ve borçlanma sözleşmelerine dayanarak yaptığı Şırnak İcra Müdürlüğü’nün 2009/960-975-1001 sayılı takip dosyalarındaki icra takiplerinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, taahhütname ve borçlanma sözleşmelerindeki imzaların davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda icra takiplerinin dayanağı olan 13.12.2004 tarihli taahhütname ve borçlanma sözleşmesindeki kefil imzasının davacının eli ürünü olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davaya konu olan 13.12.2004 tarihli taahhütname ve borçlanma sözleşmesindeki kefil imzasının kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş, mahkemece 25.03.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu dayanak alınarak hüküm kurulmuş ise de, bu rapor davaya konu sözleşmeden sonraki tarihli davacının imzalarını içeren belgelerdeki imzalar mukayese edilerek düzenlenmiştir. Bu inceleme hüküm kurmaya yeterli mahiyette değildir. HMK’nın 211. maddesi gereği davacının taahhütname ve borçlanma sözleşmesinin tanzim tarihinden önceki tarihlerde yetkili merciler önünde attığı ıslak imza örnekleri getirtilerek ve ayrıca mahkeme huzurunda da imza örnekleri alınarak, uzman bilirkişi kurulundan 13.12.2004 tarihli taahhütname ve borçlanma sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor alınıp, varılacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Tüm bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.