Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10940 E. 2014/17089 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10940
KARAR NO : 2014/17089
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2013
NUMARASI : 2009/566-2013/863

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen davanın davalısı E.. A.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı Asya Katılım Bankası A.Ş. vekili, Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/566 Esas sayılı dosyasında müvekkili ile davalılar G.. Y.. ve D.. İnş. Ltd. Şti. arasında yapılan üye işyeri sözleşmeleri gereğince POS cihazları tahsis edildiğini, diğer davalı S.. K..’a ise kredi kartı verildiğini, davalıların aralarında muvazaalı işlemler yaparak müvekkilini zarara uğrattıklarını ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, toplam 496.694 TL’nin dava tarihinden itibaren davalılardan yasal faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Gökhan Yıldız, kendisinin dava açılmasına sebep olacak herhangi bir fiilinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı D.. İnşaat Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin davacı aleyhine muvazaa içeren herhangi bir eyleminin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı S..K.. vekili, müvekkilinin kredi kartını kaybettiğini, başkasının, müvekkilinin kredi kartını kullanarak işlem yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı Asya Katılım Bankası A.Ş. vekili, Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/704 Esas sayılı dosyasında davalı E.. A.. ile dava dışı Türk Ekonomi Bankası arasında üye işyeri sözleşmesi bulunduğunu, G.. Y..’ın müvekkilinden aldığı kredi kartı ile anılan davalıya ait POS cihazından sanal işlem yapıp müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek müvekkilinin davalı E.. A..’a 9.500 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı E.. A.. vekili, müvekkilinin yaptığı işlemin sanal işlem olmadığını, bunun kayıtlardan anlaşılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Bu dava aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle yukarıda anılan Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/566 Esas sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; asıl davanın davalıları ve birleştirilen davanın davalısının POS cihazı ve kredi kartı kullanarak, 5464 Sayılı Kanun’a, üye işyeri ve kredi kartı sözleşmelerine aykırı işlemler yaparak asıl ve birleştirilen davanın davacısı bankayı zarara uğrattıkları gerekçesiyle; A) Asıl dava yönünden; davacının, asıl davanın davalılarına borçlu olmadığının tespitine, davacının hesabından davalıların hesaplarına geçen 496.694,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, B) Birleşen dava yönünden; davacının davalı Emrah Asan’a borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm birleşen davanın davalısı E.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; alınan 01.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda …”Birleşen dosyadaki bilgilere göre İ.. Bijuteri firması/E.. A..’ın işyeri adresi S.. Caddesi S.. Pasajı No:.. Seyhan/Adana adresi olarak görülmektedir. G.. Y..’ın adresi ile bu adrese taksi ile en az 5-10 dakika arasında gidilir. İade ve satış işlemi ise 20 saniye farkla yapılmıştır. Bunun olması için ya G.. Y..’ın POS cihazının E.. A..’ın ya da E.. A..’a ait POS cihazının G.. Y..’ın işyerinde bulunması gerekir. Başka türlü 20 saniye farkla işlem yapılması olağan görülmemektedir. Bunun yanında satışa ait herhangi bir belge de bulunmamaktadır. Yapılan bu tespitlere göre kredi kartından dolayı yapılan satış işlemi nedeniyle davacı bankanın 9.500 TL’den dolayı borcunun bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.”… denildiği halde, itiraz üzerine mahkemece alınan 08.01.2013 havale tarihli ikinci bilirkişi raporunun sonuç kısmında …”İ.. Tuhafiye-Bijuterinin sahibi E.. A..’la yapılan 9.500 TL tutarındaki işlemin gerçek olup olmadığı hususunda tam bir kanaate varılamadığı”.. belirtilmiştir. Bu raporun eki olan 07.08.2013 havale tarihli raporda da aynı yönde açıklama yapılmıştır. Mahkemenin gerekçeli kararında son paragrafta 08.01.2013 havale tarihli kök ve 07.08.2014 havale tarihli ek rapora dayanıldığı belirtilmiştir. Birleşen davanın davalısı E.. A.. vekili 01.04.2011 tarihli ilk alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Mahkemenin gerekçesinde dayandığını belirttiği 08.01.2014 havale tarihli ikinci rapor ve eki olan 07.08.2014 tarihli raporda gerekçede açıklandığının aksine olarak E.. A..’ın yaptığı 9.500 TL’lik işlemin gerçek olup olmadığı konusunda kesin bir kanaat belirtilmemiştir. Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek birleşen davanın davalısı E.. A.. vekilinin itirazlarını karşılayacak şekilde önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek mahiyette hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi tacirler arasındaki ilişkilerde yazılı usul kuralları geçerli olup hayatın olağan akışı dikkate alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.