YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10854
KARAR NO : 2014/13270
KARAR TARİHİ : 10.09.2014
MAHKEMESİ : Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2014
NUMARASI : 2013/245-2014/100
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkili banka ile davadışı F. A. arasında imzalanan kredi sözleşmesinde davalının kefil olduğunu kredi borcunun ödenmesindeki aksama nedeniyle hesabın katedildiğini, çekilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek davalının itirazının kefalet limiti temerrüt faizi ve temerrüt faizinin vergisi olmak üzere toplam 12.252,67 TL alacağa yapılan itirazın iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; asıl borçlu tarafından kullanılan kredinin geri ödendiğini ve kredi borçlusuna verilen çek yapraklarının çek yasasına göre ödenmesi gereken zorunlu tutar karşılıklarından da müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davalının borçtan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirildikten sonra kararın gerekçe kısmında davalının 11.500,00 TL limitli kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığı ve bu miktara kadar borçtan sorumlu olduğu belirtildikten sonra davanın reddine karar verilmiştir. Bu durum kararın gerekçesinin kendi içerisinde çelişki oluşturduğu gibi kefalet limiti kabul edilmesine rağmen hüküm sonucunda davanın reddine karar verilmesi de gerekçeyle hüküm sonucunu çeliştirmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, davalının imzasını inkar etmediği sözleşmedeki kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu gözetilerek konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken HMK 294 ve 297. maddelerine aykırı olarak kendi içinde çelişen gerekçe ve gerekçeyle çelişen hüküm sonucuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.