YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1070
KARAR NO : 2014/16704
KARAR TARİHİ : 24.11.2014
MAHKEMESİ : Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2012/153-2013/651
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. S.. O.. ile davalı vekili Av. M.. T.. gelmiş olup, hazır bulunan avukatların sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin Ç.. K.. Pazarlama isimli işyerinde 30.04.2000 ile 01.11.2011 tarihleri arasında işçi olarak çalıştığını, müvekkillerinden diğer işçilerle birlikte tehdit ve hile ile teminat amacıyla imzalı boş bono alındığını, davalının babasına ait işyerinden ayrılan müvekkilinin işçilik alacağından dolayı davalının babası aleyhine dava açılması üzerine bononun üzerinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulup, icra takibine konulduğunu belirterek takip konusu bonodan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, bononun müvekkilinden alınan para karşılığında düzenlendiğini, ispat yükünün davacıya ait olduğunu, bononun teminat amacıyla düzenlendiğinin davacı tarafından ancak kesin delillerle ispatlanabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, menfi tespit davasında ispat yükünün kural olarak alacaklıya ait olduğu, davalı tarafından bononun veriliş nedeninin “elden nakil olarak verilen para” şeklinde ifade edildiği, temeldeki hukuki ilişki bakımından bonodaki ispat kaydının bizzat alacaklı tarafından değişikliğe uğratıldığı, bu nedenle ispat yükünün davalı alacaklıya düştüğü, davacının işçilik alacakları için 18.06.2012 tarihinde dava açtıktan sonra imzalı boş bononun davalı tarafından doldurularak 22.07.2012 tarihinde icra takibine konulduğunu, davalı alacaklının bononun borç ilişkisinden kaynaklandığı savunması karşısında ispat yükünün davalıya ait olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, dava ve takip konusu bononun taraflar arasındaki iş akdine ilişkin hukuki ilişki çerçevesinde, hile ve tehdit ile alındığı, ayrıca teminat amaçlı olarak boş şekilde imzalatıldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Öncelikle dava dilekçesinde iddia edilen vakıalara göre bononun hile ve tehdit ile alındığı konusundaki ispat yükü davacıya ait olup, davacının davalının babasına ait işyerinde çalışması taraflar arasında iş akdi olduğu anlamına da gelmez. Bononun teminat amacıyla boş şekilde imzalatılıp, üzerinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının ise, davalı yanın tanık dinletilmesine muvafakati bulunmaması nedeniyle HMK’nun 200’üncü maddesine göre davacı yan tarafından senetle ispat edilmesi gerekir. Öte yandan bononun bedel kısmında “nakden” kaydı bulunmakta olup, bu ibare bononun nakit para karşılığında verildiği anlamına gelmektedir. Davalı vekili de bononun ödünç para karşılığında düzenlendiğini savunduğuna göre, bononun veriliş nedeni talil edilmemiştir. Bu sebeple mahkemece, davalının senedin veriliş nedenini talil ettiği gerekçesi ile ispat yükünün tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.