Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10671 E. 2014/13514 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10671
KARAR NO : 2014/13514
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2012/282-2013/773

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, davalı Özmetal İnş.Ltd şirketi tarafından diğer davalı O. İnş.Ltd şirketi aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle müvekkiline İİK 89/1 maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin yetkisiz personele usulsüz olarak tebliğ edildiğini, haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini, İİK 89/2-3 maddelerine göre müvekkiline gönderilen haciz ihbarnamelerinin de usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin davalı borçlu O. İnş.Ltd Şti’ne borcunun bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ö. İnş.Ltd Şti vekili, tebligatların usulune uygun olduğunu, 1.haciz ihbarnamesine davacının itirazının süresinden sonra olduğunu, davacının borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket O. İnşaat Ltd şirketi yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının davalı borçlu O.İnşaat Ltd şirketine borcunun değil aksine alacağının olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, haciz ihbarnamelerinin çıkartılması, 1.haciz ihbarnamesine süresinden sonra itiraz edilmesi, 2.haciz ihbarnamesine ise hiç itiraz edilmemesi nedeniyle ile davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Ö.Ltd.Şti lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Yönetmeliği’nin 21. maddesinde de, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine
yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacıya İİK 89/1, 89/2, 89/3 maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin “daimi çalışan sekreter Birsen Bahtiyar imzasına” tebliğ edilmiş ise de Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden yapılan tebligat usulsüzdür.
6100 sayılı HMK’nın 312/2.maddesinde “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez” hükmü bulunmaktadır. Davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiği kabul edilse bile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması için 2 şartın gerçekleşmesi gerekir.Bunlardan biri davalının davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olması, diğeri de ilk oturumda davalının davayı kabul ettiğinin bildirilmesidir. Bu iki koşulun bir arada gerçekleşmiş bulunması gerekir.
Somut olayda davacı, kendisine usulsüz olarak tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmemiş ve dava açmıştır. Davalı da, davayı kabul etmemiştir. Bu durumda mahkemece davalının yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davalının yargılama giderleriyle sorumlu tutulmaması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de, mahkemece hükümde “Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.447,35.-TL harçtan peşin alınan 21,15.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.426,20.-TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,” denmişse de İİK’nın 89. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında İİK’nın 89/3. maddesi gereği maktu harca hükmedilmesi gerekirken nisbi harç alınması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.