Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/1055 E. 2014/2591 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1055
KARAR NO : 2014/2591
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Tefenni Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2013
NUMARASI : 2012/72-2013/152

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, sözleşmedeki imzaya bir itirazının olmadığını ancak ana para ve faizi kabul etmediğini belirtmiştir.
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve talep nazara alınarak davanın kısmen kabulüne, itirazın asıl alacak 9.403,25 TL işlemiş faiz 653.61 TL bakımından iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl alacağın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İtirazın iptali davalarında takip tarihindeki borç durumu tespit edilerek takipten sonra ancak henüz dava açılmadan önce yapılmış ödemeler varsa bu kısım yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek değerlendirme yapılıp hüküm oluşturulur. Somut olayda davalının takipten önce yaptığı ödemeler bilirkişi raporunda belirtildiği halde mahkemece bu ödemeler gözetilmeden hüküm kurulması doğru olmayıp davalı yararına bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı banka vekilinin temyizine gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir. İcra takip dosyasına bir örneği sunulan genel kredi sözleşmesinin 2. maddesindeki sütunlarda kullandırılan krediye uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranları yazılmamış ve bu bölümler boş bırakılmış olduğu halde dava dosyasına sunulan aynı genel kredi sözleşmesinin bir başka örneğinde ise bu kısımların doldurulmuş olduğu görülmüştür. Sözleşmenin temerrüt hükümlerini düzenleyen 53. maddesinde; “müşterinin açılmış kredi veya kredilere, takip veya dava tarihinde geçerli olan temerrüt faizi oranının uygulanmasını ve bankanın değiştirilmiş olan yeni temerrüt faiz oranını talep etme hakkı ve yetkisi bulunduğunu kabul ve taahhüt ettiği” hükme bağlanmıştır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kuruluna banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak anılan sözleşme hükmü davacı banka tarafından çekilen ihtarname ve ekleri de gözetilerek davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağına hesabın kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz yürütülüp kapitalize edildikten sonra temerrüt tarihinden itibaren, taleple bağlılık kuralı da gözetilerek temerrüt faizi hesaplanıp davalının ödemeleri de düşüldükten sonra takip tarihi
itibariyle talep edilebilecek alacağın tespiti ve varsa takipten sonra davadan önceki ödemeler bakımından hukuki yarar şartı da dikkate alınarak düzenlettirilecek ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor tüm delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına, (3) nolu bentte belirtilen nedenlerle davacı yararına hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.