Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10448 E. 2014/13159 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10448
KARAR NO : 2014/13159
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/324-2013/271

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davadışı İ. P. Seramik Madencilik Üretim San. Tic.Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların da sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarı tebliğ edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’ nün 2012/18893 sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, ancak davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve davacı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin ikametgahının ve genel kredi sözleşmesinin yapıldığı yerin İzmir olması nedeniyle İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunu, takibe konu alacağın 1998 yılındaki genel kredi sözleşmesine dayalı olup, 10 senelik zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin 30.12.1998 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldıklarını ve kefaletten rücu ettiklerini bankaya bildirdiklerini, talep edilen faizin fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davadışı şirket ile davacı arasındaki sözleşmeye istinaden davadışı asıl borçlu lehine 1 adet 10.820-TL bedelli teminat mektubu verilerek gayrinakdi kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredi şartlarına uyulmaması üzerine hesabın kat edilerek müteselsil kefil olan davalılara kat ihtarnamesinin gönderildiği, 30.06.2010 tarihi itibari ile temerrütün gerçekleştiği, davalılar aleyhine icra takibine geçilerek komisyon borcundan dolayı nakit alacağın ödenmesinin ve meri teminat mektubu bedelleri bakımından da gayrinakdi alacağın depo edilmesinin istenmiş olduğu, davalı kefillerin asıl borçlu şirketin ortaklığından ayrılmış olmasının kefilliği sona erdirmeyeceği, teminat mektubu iade edilinceye kadar bankanın komisyon talep hakkı bulunduğu, uygulamada ve 01.06.2003 tarihinden sonra davacı banka tarafından alınan kararda yıllık %2 devrevi minimum komisyon uygulanacağı belirtildiğinden borçlu lehine olarak yıllık %2 oranı üzerinden komisyon oranının uygulanması gerektiği, sözleşmenin 44. maddesi gereğince %105 üzerinden temerrüt faizi uygulanması gerektiği halde, davacı tarafça %44 oranı üzerinden temerrüt faizi talep edildiği, sözleşmenin 13 ve 20.13 maddeleri gereğince davalıların meri teminat mektubundan dolayı komisyon borcundan ve depo talebinden sorumlu olup kefalet limitlerinin alacak miktarının üzerinde bulunduğu, gümrük teminat mektupları yönünden güncellenmiş değer üzerinden depo talep edilmiş ise de, gümrük teminat mektubu üzerindeki bedelin azami bir rakam olup kesin tutarın ancak tazmin tarihi itibari ile hesaplanmasının mümkün olduğu, tazmin halinde gecikme zammı ve faizinin hesaplanabileceği, depo talebinde ise bu durumun dikkate alınamayacağı, bu nedenle sadece mektup üzerinde belirtilen miktar konusunda depo kararı verilebileceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak üzere, icra dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin, nakdi alacak yönünden; 44.483,94-TL üzerinden 13.126,52-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %44 temerrüt faizi %5 gider vergisi ile tahsiline, gayrinakdi alacak yönünden; meri teminat mektup bedeli 10.820-TL’nin deposunu teminen talepnamedeki diğer koşullarla devamına, nakdi alacağa ilişkin fazla istemin reddine, alacağın likit olması nedeni ile hükmolunan nakdi alacak miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 8.896,78-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, davacının tazminattan muaf olması nedeniyle davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporları ayrıntılı inceleme içermediği gibi, Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Taraf vekilleri bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını bildirmiş ve ek rapor alınmışsa da, alınan ek rapor itirazları karşılamaktan uzaktır.
Bu durumda mahkemece, aralarında bir de gümrük mevzuatından anlayan bilirkişi olmak üzere 3 kişilik bilirkişi heyetinden iddia ve savunma çerçevesinde tarafların önceki rapora yönelik itirazlarını da kapsayacak şekilde, ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, deliller hepbirlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.